Bu başlık ile daha önce bir yazı kaleme almıştım. 2003 yılında ve Denizli’de “Yeni Haber” gazetesinde yayınlanmıştı. Aradan yaklaşık 20 yıl geçtikten sonra, bu başlığı hak eden Tokat Valisi Numan Hatipoğlu için kullandım. Çünkü, hem devlet adamı hem de halkın adamı olarak iki libası üzerinde taşıyan insan sayısını fenerle arasak bulmakta zorlanırız.
Devlet adamlığını; ceberrut bir surat, buyurgan bir tavır ve ciddi durmak ve yüz kırışıklıkları oluşmuş bürokratlar, bilhassa valilere şahitliğimiz vardır. Çok şükür, özellikle son 10 yıldır bu profiller devlet makamlarında bir hayli azaldılar. Devlet ciddiyetinin asık surat olmadığı, devlet adamlığının “halka hizmetin” ta kendisi olduğunu anlamamız 200 yılımıza mal oldu. Monarşi ile cumhuriyet arasındaki “meşrutiyet” bir geçiş süreciydi ama, tarihin perde arkasına baktığımızda, bu süreçte de mandacı ve müstemleke zihniyetin hakimiyetini görürüz. Bunu da, ” Halka rağmen halk için” şeklinde dediklerini biliriz.
Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, inşallah türünün son örneği değil de merhum efsane Vali Recep Yazıcıoğlu örneğinin devamı, zincir halkasıdır. Vali Numan Hatipoğlu, evet halka yakın bir idareci, devletin merhametli ve tebessüm eden bir yüzüdür. Tevazu, en çok Ona yakışıyor. Onun bu mütevazi tavırları, bilinenin tam aksine, karşıda ki insan üzerinde saygı duygusunu zirveye taşıyor. Tane tane konuşuyor, konuşanı dikkatle dinliyor. Cevapları tam da sorunun karşılığı oluyor. Ne bir eksik ne bir fazla. Bağırmıyor, kısık ses ile de konuşmuyor. Herkesin duyacağı şekilde ve herkesin anlayacağı cümleler kuruyor.
“Herkesin bir yoğurt yiyişi olur” diyor Vali Numan Hatipoğlu. Ne giden Vali Ozan Balcı’nın nede benden sonra gelecek valinin yönetim anlayışı farklı olur ama, asla bu fiili gerçeği eleştirmem demeye getiriyor. Doğru bir yaklaşım. Sayın vali Hatipoğlu’nun 30 yıllık idarecilik tecrübesi. Genelde bu durumu ıskalıyoruz. İlk valiliği denince, sanki devlette ilk idareciliği gibi anlıyoruz. Oysa, mülkiye eğitim ve öğretimi için devlet hiçbir masraftan kaçınmaz ve 1 yıl yurtdışı deneyimi de dahil, çok önemli aşamalardan geçerler. İdareciliğin hem hipotezini hem de saha çalışmalarıyla çok önemli deneyim elde ederler. Vali Numan Hatipoğlu, salt idareci değil, sosyolojik kuramları deste deste bagajında taşıyan bir idarecidir. Şehirlerin avamını da havasını da tahlil ederek 600 bin nüfuslu bir ilin valiliğine atandı.
30 Ağustos’taki menfur olayda; olaydan 1 saat sonra yasal gereğini yaptığı gibi, olayın vukuunda da, aynı dakikalar içerisinde refleksini göstermiş ve devletin dirayetli duruşunu sergilemişti. İşte o sebeple, Vali Numan Hatipoğlu gibi idarecilerin kıymetini bilmeliyiz.
Hem devlet adamı hem milletin hizmetkarı olacak kalibre de idareci bulmak maalesef çok zor. O sebeple Tokat, Vali Numan Hatipoğlu gibi gerek yerel gerekse evrensel normları sahada işleten idarecilerin kıymetini bilmeliyiz.
Cemal İncesoyluer