Çiftçilerin zorlu çeltik mesaisi: Dize ulaşan suyun içinde ekim yapıyorlar

Türkiye’nin önemli çeltik üretim merkezlerinden olan Kastamonu’nun Tosya ilçesinde, Ilgaz Dağı’nın kar sularıyla beslenen tarlalarda çeltik ekimine başlandı. Dizlerine kadar ulaşan suyun içinde ter döken çiftçiler, sarıkılçık pirinci için yoğun mesai harcıyor.

Türkiye’nin ilk çeltik fabrikasının kurulduğu Kastamonu’nun Tosya ilçesinde, yaklaşık 10 bin dekar alanda çeltik ekimi başladı. Türkiye’nin önemli pirinç üretim merkezleri arasında yer alan Tosya ilçesinde, Ilgaz Dağı’nın kar sularıyla beslenen Devrez Çayı çevresindeki köylerdeki tarlalar, “sarıkılçık” çeltiği ile buluşturulmaya başlandı. Bir önceki sezondan kalan anızları temizleyen çiftçiler, tarlaları suladıktan sonra “keşan” işlemini gerçekleştirdi.

Toplamda 10 bin dekar alanda ekimin yapıldığı Tosya ilçesinde, coğrafi işaret tesciline sahip “Sarıkılçık” pirinci başta olmak üzere “Yaşar”, “Maratelli” ve “Osmancık” çeşitlerinde pirinç yetiştiriliyor.

“Tarladan sofraya gelene kadar her aşamasına elimiz sürülüyor”

Tosya ilçesinde 10 yıldır sarıkılçık pirincini ektiklerini söyleyen Sevgi Çalışır, “İlk önce tohumu yıkıyoruz, sonra ıslatıyoruz. 3 gün boyunca suda bekletiyoruz. Sonra da tarlaları keşan ediyoruz. Keşandan sonra gübreleme oluyor. Dün akşam gübresini attık. Bugün de çeltik ekimini yapıyoruz. Biraz zahmetli oluyor ama hepsi de elimden geçiyor. Başka kimse olmayınca buradaki işler de bize düşüyor. Tarladan sofraya gelene kadar her aşamasına elimiz sürülüyor” dedi.

“Sarıkılçık pirincinde şeker oranı yüzde 17’dir”

Ata tohumu, coğrafi işaretli sarıkılçık pirincinin önemine dikkat çeken Akif Bilgili ise, “Sarıkılçık, ata tohumudur. Geniyle oynanmamış bir tohumdur. Biz de bunu ayakta tutmaya çalışıyoruz çiftçiler olarak. Tabii ki biraz meşakkatli iş, zor aşamaları, uzun, ağır ama ne yazık ki emeğimizin karşılığını alamıyoruz. İlk önce tarlayı havalandırırız, pullukla ızgarayla sürüyoruz. Peşinden suyu veririz, aşama aşama keşanını yaparız. Daha sonra tohumunu atarız, yaklaşık 4-5 ay sonrada biçimini yaparız. Biz, ata tohumu sarkılçık ekiyoruz. Kastamonu’nun, Tosya’nın meşhur sarıkılçık pirincidir. Çünkü şeker oranı düşüktür, yüzde 17’dir. Akçeltik diye de geçer. Osmanlının sofralarına girmiş bir pirinçtir. Diğer pirinçlerin şeker oranı yüzde 70-80 civarındadır. Bu yüzden sarıkılçık pirincini gönül rahatlığıyla tüm vatandaşlarımız, şeker hastaları tüketebilir” şeklinde konuştu.

“Meşakkatli bir iş ama alıştık”

Çeltik ekimini zorluğuna rağmen yıllardır yaptıklarını kaydeden Aydın Çalışır da, “Meşakkatli bir iş ama alıştık. Bu atalarımızdan gelen bir tohum, genetiğiyle oynanmayan tohumdur. Şeker oranı da yüzde 17’lerdedir. Genetiği ile oynanmayan tek ata tohumudur. Diğer çeltiklerde şeker oranı yüzde 80’lerdeyken sarıkılçıkta şeker oranı en fazla yüzde 17’dir. Yani biraz daha narin yetişen, zor yetişen, verimi az olan bir çeltik ama şeker oranından dolayı ve genetiğiyle oynanmadığından dolayı ekimini yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Sarıkılçık’ın içerisine yüzde 100 su katılır ve çok lezzetlidir”

Sarıkılçık pirincinin çok lezzetli olduğunu ifade eden Hasan Eryiğit ise, “Sarıkılçık, bizim bu çevrede aranan bir pirinçtir. Şu anda pazarda yok satıyor. O yüzden tutulan bir pirinçtir, ata tohumu bir pirinçtir. O yüzden çok kıymetlidir. Bir dönüme 17 kilo tohum atıyoruz. Ayrıca bizler normal hayvan gübresi atmaya başladık. Şu anda çok iyi oluyor, pek kimyasal madde ya da ilaç kullanmıyoruz, doğal olarak üretmeye çalışıyoruz” dedi.

Exit mobile version