Cemal İncesoyluerKöşe YazılarıTokatTokat'dan Güncel Haberler

Dran dran söyleyen kadın: SUNA ARSLAN KÖTEN

Biyografi temalı yazılar yazmayı severim. Çünkü, yüzeysel tanırsın, göz önündedir bilirsin, belki yaptığı iş medyanın da ilgi alanı içindeyse takip edersin. Ancak, biyografik bir yazı kaleme alacaksan bunlardan daha fazlası gereklidir. O vakit bir araştırma turu düzenlersin. Bir de bakarsın ki, bildiklerinden öte şeyler var. Yazının omurgası değişir, kuracağın cümleler elinden kayıp gider. Bildiklerine muazzam ekler gelir ve daha yazıya başlamadan heyecan basar.

Bu da öyle oldu. Yani, Suna Arslan Köten’i yakinen tanımama rağmen, ekler bir hayli geldi. Klasik bir tanımlamaya sığmayacak kadar özel ifadeleri hak ediyor. O sebeple, Nimet Arzık’ın en bilinen ve benim de sık sık kullandığım, “Dran dran söylemek” cümlesi Suna Arslan Köten’e bir libas gibi üstünde taşıdığı özelliği olduğunu farkettim. O bir Tokatlı ve yıllardan bu yana tek başına kurduğu Özel Eğitim Kurumunu yönetiyor. 35 kişi çalıştırıyor. Çalışanların çoğu, memleketin özel insanlarına eğitim verecek kariyere sahipler. Kurumunda, yaklaşık 300 özel insana hizmet veriyor. Yani, öğretmenler, psikologlar, özel eğitim almış vasıflı insanlar, pedagoglar… Hülasa, sorumluluğunu üstlendiği özel insanların ihtiyacı olan uzman bir kadro. İş kadınlığının yanı sıra, bir de STK’da etkin bir insan Suna Arslan Köten. Bildiğim, Beyazay Derneğinin Tokat İl Başkanıydı. Meğer, bilmediklerim varmış ama geçte olsa öğrendim. Bana gönderdiği bir metin vardı. Okudum, haklı eleştirileri ve bu hayat pahalılığıyla ilgili adeta bir çığlığı vardı. Yazının hitamında; Suna Arslan Köten, Özel Eğitim Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı yazıyordu. Aradım, görüştük. Yahu niye haberimiz yok Suna Hanım dedim. O mütevazi gülüşüyle, ohooo Cemal bey, bu göreve seçileli çok oldu dedi. Suna Hanım Beyazay Derneği başkanıyken (hala başkan) Tokat Gazeteciler Cemiyeti olarak ortak projeler yapmıştık. Hatta bir tanesi, halı saha maçlarımızdı. Gazeteciler Takımı ve Özel Çocuklar Takımıyla halı saha futbol maçı yaptık. Hiçte utanmayacağım, Özel Çocuklar Takımı, Gazeteciler Takımını fena bir şekilde yenmişti. Skoru söylemek istemiyorum. İpucu vereyim, biz 2 gol attık ama Özel Çocuklar Takımı 5 katı gol attı Gazeteciler Takımına. Çok güldük, çok eğlendik… Ayrıca, Suna Hanım ile 8 yıl süreyle Tokat Kent Konseyinde Yürütme Kurulu Üyesi olarak görev yapmıştık.

Suna Arslan Köten, Çarşamba günü bir basın açıklaması yaptı. Tabii ki Özel Eğitim Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı sıfatıyla. Haberini Tokat Kanal 101 haber portalında yayınladım. Ancak, Suna Hanımın bu açıklamasından birkaç paragrafta köşemde yayınlayacağım. Suna Arslan Köten diyor ki:

“Türkiye genelinde de 3150 kurum, 525.000 özel gereksinimli çocuğa, 52.000 çalışan ve 7.500 servis aracı ile hizmet veriyoruz. Geçen yirmi yılda Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın duyarlılığı ve sosyal devlet anlayışı gereği engelli bireyler kendilerini değerli hissetmişler ve destek görmüşlerdir. 2005 yılına kadar sadece SSK ve Emekli Sandığı’na bağlı olan vatandaşların çocukları özel eğitim hizmetinden yararlanmaktayken, düzenlenen Engelliler Kanunu ile bu hizmet tabana yayılmış, özel eğitim hizmetinden yararlanan çocuk sayısı 35 binlerden 500 binlere ulaşmıştır.

Ancak son yıllarda özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerine ödenen kamu katkısının ülkedeki ekonomik göstergelerin çok altında kaldığı görülmektedir. Kurumların hizmet sunum maliyetleri dikkate alınmadan belirlenen yıllık ücret artışları hizmet sunumunun sürdürülebilirliğini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Ayrıca engelli çocukların rehabilitasyon merkezlerine taşınmasını sağlamak için mutlak bir gereklilik olan servis hizmetinin kurumlarımızca ücretsiz yapılıyor olması sektöre mali açıdan büyük bir yük getirmektedir.”

Sorunumuz tüm memlekette aynı, pahalılık ve enflasyon. Elbette ülke de ekonomik bir darboğaz var. Bunu biliyor ve hep birlikte yaşıyoruz. Lüks ve konfordan vazgeçelim, iktisat koşullarına dikkat edelim, lüzumsuz tüketimden uzak duralım. Ve fakat, mevzu çocuklarımız ise, hele hele özel çocuklarımız ise, hükümet asla duyarsız olmamalıdır. Suna Arslan Köten ve benzer meslek grubundaki arkadaşların çığlığına kulak vermelidir.

Benzer Haberler

Başa dön tuşu