Samsun'dan Güncel Haberler

Hastalığa ve zararlılara dayanıklı kestanelerin hasadına başlandı

SAMSUN (İHA) – Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi tarafından koruma altına alınan, tescillenen, hastalığa ve zararlılara karşı dayanıklı kestanelerin hasadı yapıldı.

OMÜ Ziraat Fakültesi Ali Nihat Gökyiğit Araştırma İstasyonu tarafından koruma altına alınan, tescil edilen ve araştırılan kestane çeşitlerinin hasadına başlandı. OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal ve ilgili birimlerin hocaları ile birlikte Ziraat Fakültesi öğrencileri tarafından hasadı yapılan kestanelerin zararlılara ve hastalıklara karşı etkilenip, etkilenmediği de araştırılıyor. Bu zamana kadar 10 yılda Ali Nihat Gökyiğit Araştırma İstasyonu Bouche Betizak, Akyüz ve Ali Nihat isimli kestane çeşitlerini tescilledi. Kalite ve verim oranı yüksek, hastalıklara yakalanma riski düşük olan ve tescil ettirilen “Erfelek”, “Akyüz”, “Marigoule”, “Bouche” ve “Beticaz” kestane çeşitlerinin hasadı bugün yapıldı.

Rektör Ünal: “10 yılda 3 kestane çeşidinin tescil edilmesi güzel bir başarı”

Kestane hasadında üniversitenin Anadolu kestanesi çalışmaları hakkında bilgi veren OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, “OMÜ’nün yaklaşık olarak 10 yıllık bir serüven içerisinde özellikle Anadolu’nun kendine özgü ürünleri koruma noktasında bunların gelişen hastalıklar karşısında dirençli hale kılınması ve özellikle de 10 yıllık süre içerisinde 3 tane ürünün tescil edilmesi üniversite adına, Ziraat Fakültesi adına güzel bir başarı. Projeyi yürüten arkadaşlara teşekkür ediyorum. Ülkemizin geleceği açısından bir ümit vadediyor. Zararlılar mevcut ekosistemi çökertiyor. Burada ise zararlılara karşı daha dirençli doğal mücadele yöntemleri deneniyor. Tür ıslahı ve yeni türlerin tescili noktasında oldukça önemli bir araştırma merkezi. 10 yıllık tarihi olan araştırma merkezi bu anlamda bir başarı hikayesi oluşturdu. Ümit ediyoruz gelecekte ürettikleri bu türleri Anadolu’nun farklı coğrafyalarına yayılması ya da coğrafyalarda hastalıklı olan türlerin ıslahı ile yeni bir boyut kazanır. Ülkemizin hem ekosistemine hem de ekonomik olarak geleceğine büyük katkı sağlar diye düşünüyorum. Artık daha sağlıklı ürünlere daha fazla muhtacız. Dünyanın geleceğinde doğal ürünlerin daha önemli olduğunu görüyoruz” dedi.

“Kestane kanseri ve diğer hastalıklara karşı dirençli tür yetiştiriyoruz”

Hastalık ve zararlılara daha dayanıklı türler geliştirmek için araştırma yaptıklarını dile getiren OMÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Serdar, “2009 yılında bu araziyi Ali Nihat Gökyiğit benim tavsiyem ile satın alıp OMÜ’ye bağışladı. 2010 yılında altyapı projesi yaptık ve bu proje ile ilk fidanlarımızı diktik. 4 tane parselimiz var. 2014 yılında da burası resmi olarak OMÜ Ali Nihat Gökyiğit Araştırma İstasyonu oldu. Buradaki amacımız kestanede ıslah çalışmaları yapmak. Kestane kanserine karşı, kök çürüklüğü hastalığına karşı, gal arısına karşı, farklı zararlılara karşı dayanıklı çeşitli geliştirmeye çalışıyoruz. Bu kapsamda kurulduğundan beri 3 çeşit geliştirdik. Bouche Betizak, Akyüz ve Ali Nihat isimlerini verdik. Macit 55 çeşidinin de denemeleri devam ediyor. Şimdi yeni adaylarımız da var. A 56 diye bir genotipimiz var. A 14 Anacı-1 diye var. Buradaki çalışmalar devam ediyor. Bu alan kestanenin doğal ekolojisi. Çevrede kestane ağaçları var. Biz hastalıklara karşı herhangi bir ilaçlama yapmıyoruz. Amacımız: diktiğimiz fidanlara, çeşit adaylarına hastalık bulaşsın ya da zararlı bulaşsın ki biz burada çeşitlerin hangisi daha dayanıklı onu görelim. Son 10 yılda 3 çeşit tescillendirmiş olduk. Kestane ile ilgili Türkiye’de genetik yapı bakımından en zengin kurumuz” diye konuştu.

“Genotipleri koruma altına alıp, ıslah çalışması yapıyoruz”

Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren OMÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özcan, “Ülkemiz ekolojik olarak da biyolojik çeşitlilik olarak da dünyanın en nadide ülkesi. Değerini bilmemiz gerekiyor. Ziraat Fakültesi olarak da ülkemizin doğal florasında yer alan hem üstün nitelikli kestanede olduğu gibi genotipleri kaybolmadan koruma altına almak hem de bunları ıslah ederek çeşit geliştirmek gerekse anaçlar üzerine deneyerek en uygun kombinasyonu yakalayarak verimi arttırma noktasındaki çalışmaları sürdürüyoruz. Bu kestanede olduğu gibi diğer türlerde de devam ediyor. Bu, bizim için hem bir araştırma faaliyeti hem de lisans ve lisansüstü eğitim faaliyetleri için bir uygulama alanı oluyor. Bu amaçla tüm arkadaşlarımız üstün bir gayret gösteriyorlar” şeklinde konuştu.

Kestanenin önemine değinen OMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fehmi Yazıcı ise şunları söyledi:

“Kestane araştırmasının tamamen doğal bir alan içerisinde olması çok önemli. Doğal alandaki bir araştırma istasyonu hem üniversitenin paydaşlarıyla kenetlenmesi adına önemli hem de bu alandaki biyoçeşitlilik içerisinde yaptığımız çalışmaların ilerisinde ne şekilde sonuçların alınacağına dair verileri daha pratik daha hızlı elde etme adına önemli. Türkiye biyoçeşitlilik anlamında dünyada ender ülkelerden bir tanesi. Maalesef kestane alanında özellikle son yıllarda hastalıklardan ve diğer faktörlerden dolayı kestaneyi biz pazarda satılan bir ürün olarak görüyoruz. Aslında bunun tamamen bilimsel yöntemler ile araştırmalarının burada olduğu gibi yapılması, artılarının eksilerinin ortaya koyulması hem ürün olarak hem de diğer kullanım alanları olarak araştırılması gerekiyor. Ziraat fakültesi olarak daha geniş kapsamda sahiplenilerek Samsun’da bölgede ve Türkiye’de tanıtılmasının yapılması gerekiyor. Bu bağlamda biz de üniversite olarak bu alanda gelebilecek her türlü projeye destek verme konusunda hazırız.”

Ali Nihat Gökyiğit Araştırma İstasyonu’nda kestanenin yanı sıra fındık, elma, armut, üzüm ile birçok sebze ve meyve üzerinde araştırmalar yapılıyor.

Benzer Haberler

Başa dön tuşu