Amasya'dan Güncel HaberlerCemal İncesoyluerÇorum'dan Güncel HaberlerKastamonu'dan Güncel HaberlerKöşe YazılarıSamsun'dan Güncel HaberlerTokatTokat'dan Güncel Haberler

HDP’DE KAÇ KÜRT MİLLETVEKİLİ VAR!

7 Haziran seçimlerinde meclise 80 milletvekiliyle temsil edilen HDP’de, bir siyaset bilimcinin iddiasıyla 13 Kürt milletvekili olduğu ifade edilmişti.

Rivayet muhtelif, geri kalan 67 milletvekilinin İslamcı, Marksist, Alevi, Ermeni, Suryani, Musevi menşeli Türk Vatandaşlarından oluşan bir koalisyon ile yüzde 13’lik oranı yakalayan HDP, 1 Kasım seçimlerinde baraj sınırını nerdeyse kıl payı geçerek, 59 milletvekiliyle mecliste temsil hakkını kazandı.

Seçimlerden hemen sonra, Ortadoğu’nun en etkili kanalı Al Jazeera (El Cezire) televizyonunda yayınlanan biyografi temalı haber, bir bakıma HDP’nin milletvekili kodlarını veriyor.

Ama öncelikle, hatırlatma babından Al Jazeera nedir, kısa bir anekdot vermek istiyorum.

Al Jazeera (Arapça الجزيرة okunuşu: El Cezire, Türkçe: Ada), Katar merkezli bulunan bir haber kanalı. Kanal ilk olarak yalnızca Arap dünyasına ilişkin güncel haberlerle yayına başlamış olsa da, o zamandan günümüze gelene dek başka tematik kanalları da bünyesinde bulunduran bir ağ hâline gelmiştir. Kanal, yaptığı yayınlarla ve özellikle El-Kaide lideriUsame bin Ladin’in video görüntülerini ve yaptığı açıklamayı yayınlayarak özellikle 2001 yılında ABD’nin ikiz kulelerine yapılan 11 Eylül saldırılarının ardından dünya çapında dikkat çekmiştir.

Al Jazeera (El Cezire)’nın söz konusu HDP analizine ilişkin haberini deşifre ederek yayınlayan haberci Gonca Şenay, bir bakıma HDP’deki derin yapılanmayı, terör örgütü PKK ile irtibatını ve Kürt kökenli milletvekillerinin kimler olduğuna dair önemli ipuçları veriyor.

“Türkiyelileşme” amacıyla kurulan Halkların Demokratik Partisi, 7 Haziran seçimlerinde bu amacını yansıtan bir milletvekili profiliyle meclis’e girmeyi başarmıştı. Ancak partinin oy oranının gerilediği 1 Kasım seçimlerinde HDP, Meclis’teki sandalye sayısı ile birlikte bu profilini de büyük ölçüde kaybetti.

HDP’nin 7 Haziran’daki temel manifestosu “Türkiyelileşme” şeklinde açıklanmıştı.

Ancak, 1 Kasım seçim gecesi bir televizyon kanalına konuk olan iki isim vardı ki, aralarında geçen konuşma da, HDP’nin ciddi bir paradoks yaşadığını da gözler önüne sermişti. Bunlar, AK Partili Bülent Arınç ile HDP’li Hasip Kaplan’dan başkası değildi. Kaplan, bir konuşmasında Arınç’a sitemlerini ileterek şöyle diyordu: Siz sürekli Kürtlerin AKP’de olduğunu söylüyorsunuz. Böylece bölge insanının kafasını karıştırdınız. Bu ahlaki değil. Herkeste bilsin ki, HDP gerçek bir Kürt partisidir…

Hasip Kaplan’ın bu sözleri, HDP’nin 7 Haziran seçim  sürecindeki  “Türkiyelileşme” iddiasıyla bağdaşmadığı çok açık. Şahsen, HDP’nin seçim kampanyasında dile getirdiği bu iddiasına hep ihtiyatla yaklaştım. Barış, kardeşlik, demokrasi gibi kavramların da HDP’lilerin ağızlarına pek yakışmadığı biliniyordu. Nitekim, 7 Hazirandan 1 Kasım gelen 5 aylık süre içerisinde ülkede denemeye çalıştıkları ve ülkeyi kaosa sürükleme adımları, HDP’nin hangi üst akıllarla yönetildiği de anlaşılır bir durumdur.

PKK’nin siyasal uzantısı HDP, kazandığı siyasi güçle terör örgütünün bütün eylemlerini meşrulaştırma ve alanını genişletme adına her türlü girişimde bulunuyordu. HDP’li iki bakanın eş başkanla Cizre’ye girme, bu ilçemizdeki devlet uygulamalarını kırma adına yaptıkları eylemleri hatırlayın…

HDP ile PKK arasında bir iş bölümü yapılmıştı.

PKK seçimlerde, bölge insanına silah namlusu gösterilerek, silahların gölgesi altında HDP’ye oy verilmesi sağlayacak, elde edilen siyasi güçle de PKK’nın meşruluğu ve bölgede özerklik/öz yönetimdenemesi yapılacaktı. Kan ve gözyaşı üzerine bir devrim gerçekleşecekti.

HDP’NİN SİYASAL BİYOGRAFİ KODLARI

Antalya, Kocaeli ve Bursa gibi kentlerden 7 Haziran’da çıkardığı milletvekillerini kaybeden ve Ankara, İzmir, İstanbul dışındaki batı illerinden vekil çıkaramayan parti, diğer illerde de ağırlıkla Kürt siyasi hareketi çizgisinden gelen isimleri Meclis’e sokabildi. Partinin sol bileşenleri de yine büyük ölçüde HDP’deki temsil kabiliyetini kaybetti.

HDP’nin 1 Kasım seçimlerinde Meclis’e giren 59 milletvekili arasında Kürt siyasi hareketinin geçmişinden, en zorlu yıllarından gelen tek isim Ağrı Milletvekili Leyla Zana. Diğer isimler çoğunlukla Kürt hareketinin genç kuşağından.

Onlardan biri Meclis’e yeni giren ancak Kürt siyasi hareketi içinde önemli yeri olan bir isim, Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş. Beştaş parlamentoya 7 Haziran seçimleriyle girdi ama daha önce hukukçu kimliğiyle aktif olarak Kürt siyasi hareketi zemininde yer alan isimlerden biriydi. Türkiye kamuoyu tarafından isminin duyulması KCK davaları ile oldu.

Bir diğer isim Gaziantep Milletvekili seçilen Mahmut Toğrul. Toğrul da partideki genç isimlerden biri. Geçmişinde Eğitim-Sen Dicle Üniversitesi temsilciliği yapan Toğrul, BDP siyaset akademisinin yanısıraDemokratik Toplum Kongresi’nin Dil ve Eğitim Komisyonu’nda da çalışmalar yaptı.

Hakkâri Milletvekili Selma Irmak da partinin en keskin kanadında yer alan isimlerden biri. 1990’lı yıllarda PKK üyeliğinden yaklaşık 10 yıl tutuklu kalan Irmak’ın ilk kez milletvekili seçilmesi 2011 yılında KCK davasından tutuklu olduğu dönemde oldu. Selma Irmak Demokratik Toplum Kongresi’nin eş başkanlığını da yürütüyor.

Dilek Öcalan da yeniden seçildi

Siyasi pozisyonu tarife çok ihtiyaç duymayan bir isim ise 7 Haziran’dan sonra bir kez daha 1 Kasım’da milletvekili seçilen Dilek Öcalan. Abdullah Öcalan’ın yeğeni olan Dilek Öcalan, 2013 yılında İmralı’da Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmişti. Öcalan milletvekili seçildiğinden bu yana basına hiç konuşmadı. Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir ise PKK’nın kurucularından Kemal Pir’in yeğeni.

Sırrı Süreyya Önder ise partinin sol gelenekten sayılabilecek bir milletvekili. İmralı heyetinin üyeleri arasında yer alan Önder, Kürt siyasi hareketinden gelen birçok isme göre daha sert açıklamalarıyla biliniyor. O da geçmişte hapis yatmış HDP’lilerden biri. Önder, 12 Eylül askeri darbesinin ardından 8 yıl tutuklu kaldı.

Ağrı’dan milletvekili seçilen Dirayet Taşdemir de KCK davasından 5 yıl hapis yatan milletvekillerinden biri. 14 Nisan 2009’da düzenlenen ilk büyük KCK operasyonunda tutuklanan Taşdemir 7 Haziran’dan sonra 1 Kasım’da da milletvekili seçildi.

Iğdır Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman ise 12 Eylül askeri darbesinde idamla yargılandı. Önce HEP sonra DEP’te siyasete devam etti. Kardeşlerinden biri PKK’ya katıldı ve bir çatışmada hayatını kaybetti. Bitlis Milletvekili Mizgin Irgat da KCK davasında tutuklanan avukatlar arasında yer alıyor.

Sol siyasetin temsil kabiliyeti azalsa da milletvekili seçilen isimler de var. Onların başında HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ geliyor. “Sırtımızı PYD’ye yasladık” açıklamalarıyla çok tartışılan Yüksekdağ, liste başı olduğu Van’dan milletvekili seçildi. İzmir Milletvekili Müslüm Doğan da sol geleneğin temsilcilerinden biri olarak değerlendiriliyor.

Alevi toplumunun önde gelen isimlerinden biri olan Doğan, HDP’nin İzmir Milletvekili. Doğan geçici hükümette Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun teklifiyle bakan olarak görev yapmıştı. İstanbul’dan milletvekili seçilen Celal Doğan da sol geleneğin HDP’de halen milletvekili olarak temsil edilen en önemli isimlerinden biri.

Seçilemeyenler

Seçilemeyenler listesinde ise sol kesimin önde gelen isimleri dikkat çekiyor. Bu isimler arasında Sezai Temelli, Alevi toplumunun temsilcileri Ali Kenanoğluve Turgut Öker, SDP’nin genel başkanlığını yaparken 7 Haziran’da Adana Milletvekili seçilen ancak 1 Kasım’da seçilecek kadar oy alamayan Rıdvan Turan ve ÖDP kökenli Saruhan Oluç da yer alıyor.

7 Haziran’da Bursa’dan milletvekili seçilen Asiye Kolçak ve geçici hükümette bakanlık yapan Kocaeli Milletvekili Ali Haydar Konca da yeni Meclis’te yer almayacak isimler arasında.

Benzer Haberler

Başa dön tuşu