HELAK OLAMAYACAKMIYIZ…

Her köşe başında aynı cümleler: “Mini etek var, helak olacağız. Kadın başını açtı, helak olacağız. Erkek küpe takıyor, helak olacağız.” Tamam kardeşim, anladık. Bu söylemler yıllardır kulaktan kulağa yayılır durur. Ama kimse dönüp de sormaz: “Yoksulluktan, hırsızlıktan, rüşvetten, adam kayırmadan helak olmayacak mıyız?”
İşin kolayı, görünene çatmak. El alemin kılığı kıyafeti, takısı tokası hedefte. Ama kimsenin aklına gelmiyor insanların açlığı, gençlerin umutsuzluğu, adaletin terazisinin şaşması… Kul hakkını yiyenler, israfı yaşam biçimi haline getirenler, makama göre hukuk eğip bükenler… Bunlardan helak olmuyor muyuz?
Dindarlığı yalnızca şekil üzerinden tanımlayan bir anlayış sarmış her yanı. Oysa Allah, dinini şekille değil, ahlakla, adaletle, merhametle yaşayın diye gönderdi. Ne yazık ki bugün dini, kendi çıkarı için eğip büken, onu sadece bir araç gibi gören bir kitle var. Allah’tan dileyelim ki, bu muhteşem dini menfaatine alet edenlerden bizi korusun.
Ahireti dillerinden düşürmeyenler, hesap gününden bahsedenler… Peki, mahşerde hangi konular sorulacak hiç düşünüyorlar mı? Kimin ne giydiğinden mi, yoksa kime ne kadar adil davrandığından mı? Kimin oruç tutup tutmadığından mı, yoksa trafikte bile hak yiyip yemediklerinden mi?
Toplumda saygı kalmamış ama kimsenin gündeminde değil. İnsan insanı ezmiş, kimsenin umurunda değil. Ama biri çıkıp farklı giyinse, hemen “helak olduk” naraları…
Ey vicdan sahipleri! Gelin bir kere de şu soruları soralım:
- Fakir çocuk okula aç gidiyorsa, helak olmuyor muyuz?
- Rüşvetle iş dönüyorsa, adalet yerle yeksan olmuşsa, helak olmuyor muyuz?
- Makamı olana ayrı, olmayana ayrı muamele varsa, helak olmuyor muyuz?
Evet, helak olacaksak… Birilerinin küpesiyle değil, çoğumuzun kalbiyle, vicdanıyla, adaletiyle sınanacağız. Din, şekil değil özdür. Din, gösteriş değil duruştur. Bunu unutanlara dua değil, uyanış gerekir.
Allah bizleri, dini şekle hapsedenlerden değil; özüyle, merhametiyle, adaletiyle yaşayanlardan eylesin.