İKİ MEKTUP BİR YORUM…
Tarih 9 Ekim 2019, Türkiye saatiyle saat 10 civarı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine ABD Başkanı Donald Trump tarafından bir mektup gönderilir. Mektup, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben yazılmıştır ve henüz Barış Pınarı Harekatının başlamasına emir verilmemiştir.
Trump’ın mektubunun tercümesi şöyledir:
Sayın Cumhurbaşkanı;
Hadi iyi bir anlaşma yapmaya çalışalım. Siz binlerce kişinin öldürülmesinin sorumlusu olmak istemezsiniz, ben de Türk ekonomisini yok etmek istemem, ki yaparım. Yapabileceklerimin küçük bir örneğini Rahip Brunson konusunda zaten size göstermiştim.
Sizin sorunlarınızı çözmek için çok çalışıyorum. Dünyayı hayal kırıklığına uğratmayın. İyi bir anlaşma yapabilirsiniz. General Mazlum (Şahin Cilo adlı PKK’lı) sizinle müzakere etmek istiyor, geçmişte yapamayacağı pek çok tavizi vermeye razı. Yeni elime geçen, bana hitaben yazdığı mektubu ekte size gönderiyorum.
Eğer bunu doğru ve insani şekilde yapabilirseniz, tarih size olumlu bakacaktır. Eğer iyi şeyler olmaz ise sizi sonsuza kadar şeytan olarak görecektir. Katı bir adam olmayın. Budala olmayın.
Sizi daha sonra arayacağım.
Saygılarımla,
Donald Trump
Sanıldığının aksine, Cumhurbaşkanı Erdoğan Trump’ın mektubuna iki yanıt verdi. Birincisi, aynı gün yani 9 Ekim 2019 saat 16.12’de harekatı başlattı, ikincisi de daha ağır bir mektup yazarak cevap verdi. Başkan Erdoğan’ın o mektubu henüz yayınlanmadı. Daha doğrusu, sosyal mecrada yayınlanmadı. Ancak, söz konusu mektuba ulaşarak, sizlerle paylaşıyorum.
İşte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Trump’a cevabi mektubu:
Sayın Başkan,
Gönderdiğiniz selsefil mektubunuzu aldım. Mektubunuzdaki üslubunuzun çakma bir Kasımpaşalı özentisi ve taklitçisi olarak sırıttığını belirteyim. Oğlum, hiç dünya Kasımpaşalının hası dururken neden çakmayla ilgilensin?
Görüyorum ki, Fırat Kalkanı Operasyonunu unutmuşsunuz. Tamam, sizin bir hafıza ve zeka sorununuzun olduğunun farkındayım. Dakka başı birbiriyle alakasız ve zıt tweetler atarak oyun oynadığınızı sanıyorsunuz. Bu kandırmaca, yanıltmaca oyunlarında inan benim torunlarım daha başarılıdır. Lider, inandırıcı olur. Sizin bu özelliğinizin olmaması benim suçum değil.
Kusura bakma ama, bana da hak verin artık. Senin gibi salak ve kafayı kırmış birisiyle ABD Başkanı diye muhatap olmak zorundayım. Tehditler savuran, oynamıyorum diye küsen, yalan konuşan, sürekli kendi söylediklerini yalanlayan senin gibi birisiyle müzakere etmek durumundayım.
Bunun nasıl zor bir durum olduğunu ah bir anlasan. Birde şunu bilmiyorsun, eğer biraz okuma özürlülüğünü giderecek bir adım atıpta Türk Milletinin kahraman tarihini okuyabilsen, bu milletin
hiç şakasının olmadığını mutlaka bilirdin.
Biz senin gibi ağız ishaline tutulmadığımız için, boş bolak tehditler savurmayız. Bilakis, söylemediğimizi dahi yaparız. Aptal olma, kongre seni azil için arkandan dayarken, o acıyla saçma sapan laflar etme. Akıllı ol, yoksa aklını alırım.
Selamlarımla.
Recep Tayyip Erdoğan/ Türkiye Cumhurbaşkanı
Tabii, bu mektubu benim uydurduğumu hemen anladınız. Ben bir yol açtım. Trump’ın mektubuna ancak böyle bir cevap olabilir diye düşündüm. Takdir sizin, değerli okurlar…
Cemal İncesoyluer
