Tokat Barosunun en başarılı avukatlarından Mehmet Can’ın pek bilinmeyen bir hikayesi var. Kazova’nın büyük çiftçi ailesine mensuptur.
Buna rağmen, peşpeşe gelen sıkıntılar yüzünden, aile mirası arazileri satıp kolaycılığa kaçmadan, filmlere konu olacak bir hayatı yaşayarak hayat mücadelesini verdi. İşte sıkıntılı ve fırtınalı zamanlarda, Tatar Köyünde samanlık ile ahır arasında yaptığı bir çift göz evde ailesiyle birlikte 7 yıl tüketti.
Hukuk okudu, başarılı bir öğrenciydi. Başarılı eğitim süreci, O’nun ağır ceza suçlarına ilişkin hipotez çalışmalar yapmasını sağladı. Hazırladığı bir yasa tasarısı çalışması, bugün Yargıtay’ın kabülleri arasına girdi. Yine o başarılı eğitim ve yoğun çalışmalarının emeği olarak yaklaşık yirmibin vekalet almasıyla karşılık gördü. Bu bölgenin en çok vekalet sahibi avukatlarından, belki de birinci sırasında bir avukat.
Avukat Mehmet Can’dan söz ediyorum. İlham verici hikayesini tam anlatmış değilim. Benim ünsiyetim ise, amcası merhum Erol Can 40 yıllık arkadaşımdı. İlkokuldan başlayarak 40 yıl süren dostluğum vardı rahmetli Erol Can ile. İstanbul’da çalışırken de, Ankara’da çalışırken de yanıma ziyaretime gelmişti. ANAP Pazar İlçe Başkanıyken yanındaydım. Erol, kadirşinas ve mütevazi bir insandı. Kazova’nın büyük çiftçisi aileye mensup olmasına rağmen bunu kibir vesilesi yapmazdı. Bakıyorum da, Mehmet Can ne kadar da benziyor amcasına.
Av. Mehmet Can, sadece mesleki başarısıyla değil, esas ilham veren hayata bakışıyla da çok ilginç. Kazova’nın en büyük birkaç çiftçisinden biri, girişimciliğinin göstergesi olarak, bölgenin en büyük hayvancılığına ait ahırlara sahip bir insan. Ne yapıyorsa en iyisini yapmayı ve en iyisi olmayı kendisine şiar edinmiş.
Özellikle Kazova ve Kelkit Vadisinde insanlarla kurduğu sıcak ve samimi iletişim sonucu, müthiş bir Mehmet Can sevgisi oluşturmuş. Mehmet Can dost olmuş, ağabey olmuş, yeğen olmuş, arkadaş olmuş bir adam.
