KAPIYI SÖKTÜN, SONRA NEDEN GERİ TAKTIN?
Bu usul yeni değil. Siyasetçiler, seçim atmosferinde seçmenine farklı bir mesaj vermek için bu tür uvertür yollara başvurur. Makam kapısını sökeceğine dair söylenen vaat, halkın hiçbir somut derdine çare değildir ama, buradan verilmek istenen mesaj, “Kapım halka sonuna kadar açık” şeklindedir.
Bir siyasetçinin kapısının açık olması, makam kapısını sökmesi değildir. 30 yıldır bu tür ucuz ve sıradan propaganda, son yerel seçimde bir Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan ile bizim Erbaa Belediye Başkanı Ertuğrul Karagöl tarafından yapıldı. Her ikisi de seçildikten sonra, makam odalarının kapılarını göstere göstere söktüler. Savcı Sayan’ı bilmem ama, Erbaa Belediye Başkanı Karagöl, makam odasındaki kapısını yeniden taktırmış.
Belediye Başkanlığı görevi, halka en yakın yerinde yönetim kurumdur. Özerk bütçesi, kendi içinde hiyerarşisi, halkın seçtiği meclis ve encümeni bulunur. Eskiler derler ki, belediyeler bir para basamaz, bir de adam asamaz, o kadar yani. Ertuğrul Karagöl mimar bir başkan. 1989 doğumlu, yani 30 yaşında genç bir siyasetçi. Mimar olması, belediye başkanlığı için bir avantajdır, elbette.
Erbaa’nın genç belediye başkanı Ertuğrul Karagöl’ün şu ana kadar gösterdiği performans, vitrine oynama çabası ve yeni bir şeyler yapmak adına gündeme düşen mevzular, ne yazık ki kendi hanesine artı yerine eksileri çoğalttı. Kendisini incitecek cümleler kurmayacağım. Sadece birkaç soru sorduktan sonra, mazbatayı alırken yaptığı konuşmada ifade ettiği gibi, “vaatler kitapçığını” takip edeceğim. Birde üzerinde sürekli dolaşan gölgelerden kurtulup, kendi gölgesiyle yürüdüğü zaman, yaptığı işler ve söylediği sözlerinin kıymeti olacağını düşüneceğim.
Erbaa Belediye Başkanı sayın Ertuğrul Karagöl, Erbaalıların bildiği, bizim de duyup öğrendiğimiz ve merak ettiğimiz aşağıdaki soruları cevaplarsanız, kamuoyunu da aydınlatmış olacaksınız.
1-Seçildikten sonra, 150 kişinin üzerinde yeni personel aldınız mı? Bunun yanında, “Cumhur İttifakına rağmen” 30 personeli işten çıkardınız mı? İşten çıkardığınız personelin tamamı mahkemeye verdi. Muhtemelen mahkeme sonucu lehlerine olacak. Bu durumda ne yapacaksınız?
2-Ortada hiçbir yatırım ve proje olmadığı halde, Belediye Meclis’in den İller Bankasından 4 milyon kredi çekmek üzere yetki istediniz. Önceki Belediye Başkanı Hüseyin Yıldırım’ın borç bıraktığı dünya aleme ilan eden afişinizin üzerinden henüz 6 ay geçmeden, bir borç alma çabanızı nasıl izah edersiniz? Yeri gelmişken söyleyeyim, tıpkı makam odanızın kapısını sökmeniz gibi, belediye binasına koskoca borç afişi asmanız da ne kadar etikti? Diyelim ki, sizin siyasi anlayışınız da bu tür tribüne oynamak var, peki, gelir gelmez pazarlık usulüyle yaptığınız 4 ihaleyi kimler almış, bunu da ilan edebilir misiniz?
3- Mesela, seçim konuşmalarınızda (Arada bir yaptığınız kısa konuşmalar), hep şeffaflıktan dem vurdunuz. Mesela, önceki başkan Hüseyin Yıldırım bütün ihalelerini Ekap’ın yanı sıra, belediyenin sitesinde paylaşıyordu. Sizin böyle bir tutumunuz olmadı.
4-Sizin isminiz etrafında bir “Erbaa Seçkinci Mutabakatı” yapıldığı görülüyor. Bir MHP’nin adayı olarak, her renk, her siyasi görüşten insanları bir araya getirdiğinizden dolayı kutluyorum. Ancak, benzer bir örnekte İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’dur. Şimdilerde, hiçbir kriter ve hassasiyete dikkat etmeden kurduğu ittifak, başını ağrıtıyor. Korkarım, Erbaa’da oluşturulan bu mutabakat içinde benzer sıkıntılar olur. Ancak, şuana kadar bir sorun yaşamadınız. Bunun sebebini de yukarda gölge darbı meseliyle izah etmiştim.
5-Seçim kampanyası boyunca, iki yerde “Cumhur İttifakının” ruhuna uygun hareket edilmedi. Biri Tokat merkez, diğeri de Erbaa’ydı. Ne yazık ki, Erbaa’da bu sorun hala hız kesmeden devam ediyor. MHP Liderini “Cumhur İttifakı” hassasiyetinin umarım farkına varırsınız, yoksa sayın Bahçeli’nin farkına varıp projeksiyon tutmasıyla büyük bir felaket yaşayabileceğinizi söylemek isterim.
Değerli Başkanım,
Bilesiniz ki, bu yazdıklarım şimdilik kaydıyladır. Maksadım, sizi üzmek ve incitmek değil. Ancak, bana ulaşan bilgiler, aysberg gibidir, yukarda yazdıklarım sadece herkesin bildiği yüzeysel konulardır. Şayet, bir ara Erbaa’ya uğrar, kapısını geri taktırdığınız makam odanıza gelirseniz, şöyle bir kendinizi çek etmenizi, kendi gölgenizi inşa etmenizi, çekmecenizdeki “vaatler kitapçığınıza” bir göz atmanızı salık veririm. Say ki bu bir dost tavsiyeleridir…
