Tokat'dan Güncel Haberler

Anadolu’nun 2’nci büyük kalesinde kazı çalışmaları başladı

Anadolu’nun 2’nci büyük kalesi olan tarihi Niksar Kalesi’nde kazı çalışması başlatıldı.

Tokat’ta UNESCO Kültür Mirası Listesinde yer alan Niksar kalesi; Pontus, Roma, Bizans ve Türk-İslam medeniyetlerinden izler taşıyor. 6,2 kilometrelik sur uzunluğu ile Diyarbakır kalesinden sonra Anadolu’nun en büyük ikinci kalesi durumundaki Niksar Kalesi’nde kazı çalışmaları başladı. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Turgay Yazar’ın kazı başkanlığında yapılan çalışmaları Niksar Belediye Başkanı Özdilek Özcan yerinde inceledi. Başkan Özcan, en son 2017 yılında yapılan kazı çalışmalarının yeniden başlatıldığını kaydetti. Niksar Kalesi’nin Anadolu’daki en büyük ikinci kale olduğuna dikkat çeken Başkan Özcan, “Kale içerisinde geçmişten bu güne yani Pontus krallığı, Roma dönemi, Bizans dönemi, Danişmendliler dönemi ve ve Selçuklular dönemi sonra Osmanlılar döneminden bu tarafa kale içerisinde yapılmış birçok eser var. Kilisesi, camisi, zindanı, sarnıcı olmak üzere birçok eser var kalenin bu bölgesinde. O yüzden daha sonraki depremler ve savaşlarla belli bir noktada yıkılan kale surlarının ve toprakların altında kalan bir sürü eser var. Bu eserlerin gün yüzüne çıkarılması, profillerinin kesitlerinin tespit edilmesi içinde kazının yapılması gerekiyor” dedi.

Kazı Heyeti Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Turgay Yazar; amaçlarının bölgenin turizme kazandırılması için kalenin orijinal halinin tespit edilmesi olduğunu belirterek, ”Burası deprem bölgesi olması nedeniyle gerek surlarda gerek binalarda çok fazla tahribat olmuş. Dolayısıyla orijinal hallerinin tespiti ancak kazı çalışmaları suretiyle yapılabiliyor. Birkaç farklı teknik var, onları da kullanıyoruz. Radar dediğimiz yerin altındaki dokuların tespiti ile ilgili onlarda yapılıyor. Bu kale çok eski Pontus dönemine kadar giden bir kale, daha sonra Danişmendoğulları gelip kaleyi ele geçiriyorlar. 1080’ler gibi düşünürsek, daha sonrada Selçukluların eline geçiyor. Kalede Selçuklu kitabesi var. Onun dışında fazla yazılı belgemiz yok. Evliya Çelebi gibi seyyahlar kaleyle ilgili detaylı bilgiler veriyor. 18. yüzyıldan sonra aşı vesikalarıyla kalede topçuların olduğunu askerlerin olduğunu öğrenebiliyoruz” dedi.

Danişmendli beyinin sarayı aranıyor

Yazar, kazı çalışmalarında Danişmendli beyinin sarayını bulmayı ümit ettiklerini belirerek, “Şu an bizim iç kale dediğimiz kentin yönetici sınıfının oturduğu kısımdayız. Burada muhtemelen hapishane, darphane böyle şehrin daha çok yönetsel erkin bulunduğu bir bölge olduğunu düşünüyoruz. Muhtemelen bir Danişmendli sarayı bekliyoruz, yani burada bir sarayın olması gerekir. Şehrin içerisinden geçen surlar var, burasının tamamı surla kuşatılmış bir yer. Konya Kalesinde sarayımız var Alâeddin Keykubad dönemine ait olduğu söylenen bir köşkümüz sarayımız var, işte Harput Kalesinde bulundu. Muhtemelen buraya yerleşen beyin oturduğu bir yerin olması gerekir. Muhtemelen burada Danişmendli beyinin bir sarayı var, orayı bulacağız inşallah. Zaten bulursak çok büyük bir çalışma olur. Ama şu an onu henüz tespit edebilmiş değiliz. Zaman içerisinde gerçekten uzun süreçli bir şey, 10, 20 hatta 30 yıl gibi düşünülmesi lazım bu kazıların. Sonuçta bir günde bir ayda olacak bir şey değil. Bakanlığımızın şöyle bir yöntemi var, belli bir süre ilerleyen kazılar iyi gidiyorsa bir seneye çıkarıyorlar süreyi, yani her dönem kazı yapabiliyorsunuz” diye konuştu.

Benzer Haberler

Başa dön tuşu