Cemal İncesoyluerKöşe YazılarıTokat

MEGRİ ŞİVAN, OLMADI MERMİ ŞİVAN…

Barış Pınarı Harekatının başlamasıyla birlikte, sivil Kürtlere yönelik bir saldırı algısı da başladı. Algı aforizmasına kimler katılmadı ki? En başta HDP’li milletvekilleri, birkaç sanatçı bozuntusu, birkaç orospu, birkaç ibne, birkaç yavşak…

Bunların içinde en bilineni “Megri megri Şivan”, çektiği video da megri oluyordu. Yani ağlıyordu ve ağzını bozarak konuşuyordu dürzü.

Şivan Perwer’in devlet erkanı önünde söylediği “Megri Megri” kürtçe ağıtı, aslında bir PKK’lı teröriste yakılmıştı. Megri’nin Türkçe manası ‘ağlama’… “Megri Megri” PKK’nın ilk kadroları içinde yer alan ve çatışmada öldürülen PKK’lı terörist Zeki Yıldız’ı anlatıyor.

1980 yılında Bingöl’de asker PKK’nın ilk dönem kadroları içinde yer alan Zeki Yıldız’ı bir köy evinde sıkıştırır. Teslim olmayan Yıldız, ateşle karşılık verince öldürülür. Ankara Teknik Öğretmenlik mezunu olan Zeki Yıldız’ın çatışmada ölmesi üzerine “Megri Megri” ağıtı yakılır. Ağıtta imzası olan kişi Dengbej Zozan’dır. Şivan Perwer, bütün dünyaya barışsever kürt sanatçısı olarak kendisini lanse etmişti. Türkiye dışında, bir kaşanede yaşıyor, bir eli yağda bir eli balda, elinin altındaki cariyelerle keyif çatıyor. Tıpkı, PKK’nın Karayılan gibi yöneticileri gibi…

Şivan, megri megri olmuş, Türk Ordusunun bu harekatıyla mermi mermi Şivan’a dönüşmesine salya sümük isyan ediyor. Ulan filan diyor. Hızını alamayıp, merhametten, insanlıktan bahsediyor.

“Çözüm Sürecini”, şöyle bir adım geriye çıkıp, 10 yıllık bir zaman dilimindeki gelişmeleri analiz ettiğimizde, ne büyük adım ve şansmış. Lakin, kış kışlığını puşt puştluğunu yapar. Yaptılar, PKK terör örgütünün siyasal uzantısı HDP’liler, Türk Milletinin bu lütfunu anlayamadılar ya da yanlış anladılar. Sandılar ki, anlı şanlı Türk Devleti tırstı.

Söz konusu süreci fırsat bilen PKK, bölgedeki Kürtlerinde yardım ve katkılarıyla hendek üstüne hendek açtılar. Bu bir hazırlıktı. Bunu yaparken de en büyük zulmü kendi soydaşlarına Kürtlere yaptılar. Kızlarını, gençlerini dağa götürdüler. Diyarbakır’da HDP binası önünde ağlayan Kürt analar-babaların suçu neydi? Bölgedeki kürtlerin çocukları ellerinden alındı. Kazançlarının yarısına el konuldu.

Barış Pınarı Harekatı,30 kilometre derinlik 120 kilometre uzunlukta bir alanda güvenli bölge oluşturmak üzere tetik düşürüyor. Mehmetçik, kınalı kuzularımızın Türkiye Cumhuriyetinin geleceği için, çoluk çocuk, torun torbalarımızın yarınları için canlarını ortaya koyuyor.

Diyarbakır’daki Kürt annelere sağır ve kör olan sözde aydın taifesi, Gezi Olaylarında başrol oynamıştı. “Cumartesi Annelerinin” oturma eyleminde, altlarına minder koyup onlarda oturmuştu. Bölgedeki Kürt analarının ağıtlarını duymazdan ve görmezden gelenler, başından beri samimiyetsiz, ilkesiz ve alçak bir tutumun tutsağıdır.

Gözyaşının rengi hep aynıdır. Türk anasının da, Kürt anasının da gözyaşı rengi aynı, yüreklerindeki sızı aynı, evlat acısı aynıdır.

Türk Ordusunun bu Barış Pınarı Harekatına işgal diyenlere tek kelimeyle cevap veriyorum: Hoşştt…

2 bin yıllık devlet geleneğini olan, Osmanlı İmparatorluğu bakiyesi Türkiye Cumhuriyeti, tarih sahnesinde binlerce ihanet, isyan ve bölücülükle karşılaştı. Hiçbirisine eyvallah etmedi. Türkiye’nin bu meşru müdafaa ve harekatını ne Amerikan, nede İngiliz, ne şu nu bu tayin edebilir. Karar Türk Milleti ve Türk Ordusunundur. Kararımızda ortadadır.

Cemal İncesoyluer

 

Benzer Haberler

Başa dön tuşu