Kırşehir’de, Mehmet Cengiz’in sahibi olduğu Eti Bakır’ın yanı sıra birçok firmanın, bölgenin can damarı olan Akçakent meşe ormanlarını maden sahası olarak ruhsatlandırdığı ortaya çıktı. Yeşil Doğa Derneği Başkanı Abdulkadir Ay, siyanürün Kızılırmak’la buluşmasının sadece Kırşehir’de değil, çevre illerde de felakete yol açabileceği uyarısında bulunarak, olası bir çevre felaketini önlemek için acil önlem alınması çağrısında bulundu.
Editör-Taner Yeşilsu
Kırşehir’de, Mehmet Cengiz’in sahibi olduğu Eti Bakır’ın yanı sıra birçok firmanın, bölgenin can damarı olan Akçakent meşe ormanlarını maden sahası olarak ruhsatlandırdığı ortaya çıktı.
RUHSATLANDIRMA HARİTALARI ALARM VERİYOR
Maden Tetkik ve Arama (MTA) tarafından hazırlanan ruhsatlandırma haritası incelendiğinde, binlerce hektarlık meşe ormanlarının Eti Bakır, Kayın Madencilik, Fe-ni Madencilik, Hacı İbrahim Tamer ve Sebe Madencilik gibi firmalara tahsis edildiği görülüyor. Bu firmalar bölgede maden arama çalışmalarına başlamış durumdalar. Meşe ormanlarının geri kalan kısımlarının ise maden ihalelerine açıldığı belirtiliyor.
YEŞİL DOĞA DERNEĞİ’NDEN UYARILAR
Yeşil Doğa Derneği, bölgedeki altın madeni ihalelerini büyük bir çevresel tehlike olarak gördüklerini belirtti. Dernek Başkanı Abdulkadir Ay, Kırşehir’de düzenlenen Altın Madenciliği Hayır Çalıştayı’nın önemini vurgulayarak, faaliyetlerin Kızılırmak üzerindeki muhtemel kirletici etkilerine dikkat çekti.
KIRŞEHİR VE ÇEVRE İLLERDE FELAKETE YOL AÇABİLİR
Ay, siyanürün Kızılırmak’la buluşmasının sadece Kırşehir’de değil, çevre illerde de felakete yol açabileceğini hatırlatarak, kamuoyunda olumsuz bir imaja sahip olan bu madencilik faaliyetlerinin özellikle ormanlık alanlardan uzak tutulması gerektiğinin altını çizdi.
ACİL ÖNLEM ÇAĞRISI
Dernek, olası bir çevre felaketini önlemek için acil önlem alınması çağrısında bulunuyor. Çevre bilincinin güçlendirilmesi ve doğanın korunması adına yerel halkın ve yetkililerin daha aktif bir şekilde sürece dahil olmaları gerektiği vurgulanıyor.
Kırşehir’in doğasını ve Kızılırmak’ın hassas ekosistemini tehdit eden bu faaliyetlere karşı kamuoyunun da duyarlı olması bekleniyor.
