Samsun'dan Güncel Haberler

Mevsimi geldi, alerjiye dikkat

Bahar alerjileri konusunda bilgi veren Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Özgür İnce, “Bahar ayı hepimizin sevdiği aylar olmakla birlikte dikkat etmemiz gerekenler vardır. Sıklıkla bahar yorgunluğu, grip, soğuk algınlığı, ishal gibi hastalıkların yanında alerjik hastalıkların belirtileri de kendini göstermektedir. Alerjik nezle, göz alerjisi ve astım bahar ayının en önemli hastalıklarıdır” dedi.

Medicana Samsun Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Özgür İnce bahar alerjileri konusunda bilgi verdi. Bahar alerjisinden bahseden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Özgür İnce, “Bahar ayları olan mart, nisan ve mayısta polenlerin havaya yayılmasıyla birlikte burun kaşınması, hapşırma, nezle, burun tıkanması, gözlerde sulanma, kaşınma gibi alerjik nezle, göz alerjisi belirtilerinin görülmesine bahar alerjisi denir. Bahar aylarında ayrıca sık sık öksürük, nefes sıkışması gibi astım belirtileri de görülebilmektedir. Çocuklarda alerjik nezlenin astımla birlikteliği sıktır. Bahar alerjisine polen alerjisi olarak da bilinmektedir. Çünkü bahar alerjisinin asıl nedeni polenlerin olması nedeniyledir” diye konuştu.

Bahar alerjisinin çocukları nasıl etkilediği konusunda, “Bahar mevsiminin yaklaşmasıyla beraber çocuklarda birtakım alerjik hastalıklar daha sık görülmeye başlanır. Bahar alerjisi; alerjik nezle, astıma ve göz alerjisine sebep olabilir. Bunun yanı sıra çocuklarda yorgunluk haline sebep olur ve okul başarılarını ciddi bir şekilde etkiler. Bahar alerjisi olan çocukların çoğunlukla burunları tıkalı olur ve bu sebeple düzenli bir uyku uyuyamazlar. Uykusunu iyi alamayan çocuklar, gün boyu kendilerini yorgun, bitkin ve halsiz hisseder” şeklinde konuştu.

Alerji çeşitleri hakkında, “Bahar alerjilerinden en önemlileri mevsimsel alerjik rinit, alerjik astım, alerjik konjoktivit, alerjik dermatit gibi alerjik hastalıklardır. Bu hastalıkların yanı sıra nezle, farenjit, bronşiolit ve krup gibi genellikle virüslerin sebep olduğu alt ve üst solunum yolu enfeksiyonları, çocukluk çağında görülen döküntülü hastalıklar ve yine virüslerin sebep olduğu ishallerde bahar aylarında çocuklarda oldukça rastlanır. Mevsimsel alerjik rinit (bahar nezlesi/alerjisi) halk arasında bahar (saman ) nezlesi olarak bilinen mevsimsel alerjik rinit, genellikle nöbetler halinde tekrarlayan hapşırık, burun akıntısı ve tıkanıklık, kaşıntı, gözlerde sulanma ve kızarma, boğazda kaşıntı gibi bulgularla görülür. 15 – 20 kez tekrarlayan hapşırma ateş olmaksızın boğaz ağrısı, öksürük, geniz akıntısı birkaç hafta devam ediyorsa mutlaka alerjik hastalıklar düşünülerek hekime başvurulması gerekir. Bahar alerjileri en çok gençlerde görülse de bebeklerde ve ileri yaşlarda da görülebilir. Anne ve babadan birinde bahar alerjisi varsa çocukta görülme ihtimali yüzde 30, her iki ebeveynde varsa ise bu oran yüzde 60’tır” ifadelerini kullandı.

Alerjik astım ve polen alerjisinden de bahseden Dr. Özgür İnce, “Alerjik astım: çocukluk çağında görülen astım yüzde 90 oranında alerjik kökenlidir. Ev içindeki alerji yapıcı maddelerin bronşlarda hassasiyet yaratması; sıcak-soğuk hava değişimi, egzersiz, solunum yolu enfeksiyonları, kimyasal kokular, hava kirliliği ve sigara dumanı gibi uyarıcılar temas astımın ortaya çıkmasına sebep olur. Bunların yanı sıra alerjik olunan maddeye aşırı maruz kalmak da öksürük, hırıltı, nefes darlığı belirtilerine yol açabilir. Üst solunum yolu alerjisi tedavi edilemeyen hastalarda alerjik astım hastalığı riski belirgin olarak artar. Polen alerjisi: Polen alerjisi genellikle en yaygın mevsim geçişlerinde yaşanır. 5 ile 40 yaş grubu arası kişilerde görülür. Bu hastalığa yakalanan kişi sayısının günümüzde daha da arttığı görülüyor. Bahar aylarında bitkilerin çiçek açması, yaz sonunda çimenler ve pelinler polen miktarının arttığı dönemlerdir. Polenler, nefes yoluyla vücuda girdiğinde kişi alerjik bünyeli ise, göz ve burundaki dokular şişerek halk arasında saman nezlesi olarak bilinen bahar alerjisi ortaya çıkar” sözlerine yer verdi.

Bahar alerjisinin ne zaman başladığı ve teşhisinin nasıl koyulduğu konusunda, “Bahar alerjisi belirtileri mart ayında başlar. Mart ayında ilk ortaya çıkan polenler ağaç polenleridir. Nisan mayıs ayında ise ot polenleri kendini gösterir. Temmuz ayından ekim ayına kadar ise yabani ot polenleri kendini gösterir. Hangi polenin alerji yaptığının öğrenilmesi ne zaman önlem alınacağının öğrenilmesi açısından çok önemlidir. Bahar alerjisi belirtileri gösteren çocuklar çocuk doktoru, göğüs hastalıkları uzmanı tarafından dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. Teşhis koymak için bazı testler yapılmaktadır. Bu testlerden en basiti ciltten yapılan alerji testleridir. Alerji testleri bize teşhis koydurmada çok fazla katkı sağlamaktadır. Bu teste göre teşhis konulacak, bu teste göre tedavi planlanacaktır. Belki de bu teste göre immunoterapi dediğimiz aşı tedavisi yapılacak. Çocuklar yetişkinlerin minyatürü değildir. Bu sebepten çocuklarda yapılacak test ve teknik de değişmektedir. Doğru teknikle, doğru alerjenlerle yapılacak test çok önemlidir. Ayrıca çapraz reaksiyonları da değerlendirebilecek düzeyde eğitim almış olmak gerekmektedir. Tek başına alerji testleri teşhis koydurmamaktadır. Alerji uzmanları tarafında çocuktaki belirtiler ile alerji test sonuçları arasında değerlendirme yapılarak kesin teşhis konulmalıdır” sözlerini kullandı.

Tedavi ve korunmak için yapılması gerekenlere de değinen İnce, “Doğru teşhis konulduktan sonra bazı ilaçlarla tedavi edilebilir. Tedavi başarısı yüzde 100’e yakındır. Bahar alerjisi tedavisinde korunma, ilaç tedavisi ve aşı tedavisi uygulanmaktadır. Bahar alerjilerinden çocukların en az şekilde zarar görmeleri için ebeveynlerin yapacağı birtakım yollar vardır. Alerjik hastalıklar ve enfeksiyon hastalıkları çoğunlukla ani hava değişimlerinde ortaya çıkar. Bu dönemlerde çocuklar sıcaklığa uygun olarak giydirilmelidir. Terleten kıyafetlerden uzak durulmalı, gerektiğinde terli giysiler sık sık yenileriyle değiştirilmelidir. Çocuğun ellerini sıkça yıkamak her dönemde enfeksiyonlardan korunmanın en basit ve en etkili yollarından biridir. Eve gelindiğinde ebeveynlerin önce ellerini ve yüzünü yıkayıp sonra çocuklarıyla temas etmeleri gerekir. İyi ve dengeli beslenmek de bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar. Yoğurt ve benzeri besinler, probiyotik içerdikleri için barsak florasını güçlendirir. İshaller de dahil birçok enfeksiyon hastalığından korur. Taze meyve ve sebzeler de bağışıklık sistemini güçlendirdiğinden bolca tüketilmelidir. Güneşli havalarda yarım saat yapılacak bir yürüyüş de hem çocuklar hem yetişkinler için oldukça faydalıdır. Ayrıca iyi havalandırılmayan kapalı mekanlardan ve alışveriş merkezlerinden uzak durulmalıdır” diyerek konuşmasını tamamladı.

Benzer Haberler

Başa dön tuşu