Tokat'dan Güncel Haberler

Ömer Sağol; “YERLİ ÜRETİM VE YERLİ MALI ARTIK SLOGANLARDA KALDI”

İYİ Parti Tokat İl Başkanı Ömer Sağol, son yıllarda hükümetin yerli ve milli kavramlarını çok kullandığını, buna karşılık tarımdan, sanayiye kadar her alanda ithal malların Türkiye’nin her köşesini kuşattığını söyledi.

Türkiye’nin Kurtuluş Savaşından sonra başlattığı en önemli atağın yerli malı ve sanayileşme olduğunu bunda da başarılı olunduğunu, fakat 1980’li yıllardan sonra özelleştirme modası sebebiyle fabrikaların bir bir kapandığını söyleyen İYİ Parti Tokat İl Başkanı Ömer Sağol, “2000’li yıllarda ise ülkemiz Çin mallarının işgali altına girdi. Tarımsal üretimimiz ise ithalata bağlı hale geldi. AKP iktidarı yerli ve milli kavramlarını sıkça kullanmasına rağmen, bizleri ithal ürünlere bağımlı hale getirdi” dedi.
DOĞALGAZA BAĞIMLILIK
Türkiye’nin en büyük bağımlılığının ise enerji olduğunu, elektrik üretiminden ısınmaya kadar doğalgaza bağımlı hale geldiğimizi ifade eden Ömer Sağol, “Dolayısıyla üretime dayalı olarak, istikrarlı, sürdürülebilir bir ekonomik büyüme istiyorsak, enerji sektörümüzü güçlendirmek ve mümkün olduğunca yerli kaynaklardan elektriğimizi temin etmek zorundayız. Şu anda sanayicimizin en büyük sorunu yüksek maliyetli enerjidir. Eğer doğalgaza bağımlı kalırsanız, sanayiniz de pamuk ipliğine bağlı olur. Yerli üretimi geliştiremezsiniz” ifadelerini kullandı.
YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARINA YÖNELMELİYİZ
Yerli üretim ile yerli enerjinin birbirine bağımlılığına dikkat çeken Ömer Sağol, “Enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmaya yönelik alternatif politikaların oluşturulması, büyüme ve cari açık üzerinde olumlu etkiler meydana getirecektir. Bu kapsamda, arz tarafında linyit başta olmak üzere yerli kaynakların daha fazla değerlendirilmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji üretimindeki payının yükseltilmesi gerekmektedir. Özel sektörün de enerji yatırımlarına yönelmesi, ülkemizin önemli bir açığını kapatacaktır. Enerjiden kaynaklanan cari açığı azaltmanın yolu enerji yatırımlarından geçiyor” şeklinde konuştu.
Ömer Sağol açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye olarak temel ekonomik büyüme politikamız, üretime dayanan bir ekonomik büyümeye dayanmalıdır. Yalnız finans hareketleri veya turizm gelirleri ile değil, mal ve hizmet üreterek büyüyeceğiz. Sadece turizme yönelik ekonomik politikalar üreten Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi, İspanya, Portekiz gibi ülkelerin kriz dönemlerinde iflas etmesi veya iflas noktasına gelmesi bizim üretime yönelik politikamızın ne kadar yerinde olduğunu göstermektedir.
REKABET UCUZ ENERJİ İLE MÜMKÜNDÜR
Üretime dayalı ekonomilerin en önemli sorunu da dünyayla rekabet etme gücüdür. Ürettiğimiz mal ve hizmetlerin kalitesi, katma değeri yüksek üretim, rekabet için yeterli değildir. Maliyetlerin, üretim girdilerinin düşük olması gerekiyor. Maliyetleri de en çok enerji fiyatlarındaki yükseklik etkilemektedir. Daha net bir şekilde ifade etmemiz gerekiyorsa, enerji sektörü üretimin lokomotifidir. Enerji arz güvenliğinin artırılması amacıyla yenilenebilir enerji üretiminin desteklenmesine gerekiyor. Dünya ticaret borsasında söz sahibi olmak istiyorsak, üretimin en önemli girdisi olan enerjiyi ucuz bir şekilde üretmemiz ve yenilenebilir kaynaklara yönelmemiz gerekmektedir.”
ORTAK AKLIN DEVREYE GİRMESİ GEREKİYOR
Üretimde yerli katma değerin yükseltilmesi, sürdürülebilir üretime imkân veren daha yüksek teknolojili bir ürün desenine geçilmesi ve küresel değer zincirinin daha üst basamaklarına çıkılması sanayi sektörünün karşı karşıya olduğu en önemli konular olduğunun altını çizen İYİ Partili Ömer Sağol, “Bu alanlarda sağlanacak ilerlemelerle sektör içi verimlilik düzeylerinin artması; rekabet gücü daha yüksek, ithalat bağımlılığı daha düşük ve dünya pazarlarında ihracat payını yükseltebilen bir üretim yapısına ulaşılması mümkün olabilecektir. Türkiye’nin kalkınması için “Ortak Aklın” devrede olması gerekiyor. Ülkemizin inovasyon kapasitesinin artması ve rekabetçi gücünü geliştirmesi için almamız gereken çok mesafe var. Bütün topluma yaygınlaştırılan bir teknoloji geliştirme kültürü oluşturulması gerekiyor” dedi.
ÇİN’E BOYKOT
Çin’in Uygur Türklerine karşı uyguladığı ayrımcı ve zalimane politikalar sebebiyle Çin mallarına da boykot uygulanması gerektiğini ifade eden Sağol, “Her şey ticari değildir. Ticari kaygılarla mazlum insanlara, soydaşlarımıza yapılanları görmemezlikten gelmek, Türkiye’ye, Türk dünyasına, İslam alemine yakışmaz. Çin karşı sesimizi yükseltmeliyiz, bunun başlangıç noktası da (Çin malı kullanmıyoruz) olmalıdır” diyerek açıklamasını tamamladı.

Benzer Haberler

Başa dön tuşu