15 Temmuzdan bu zamana koskoca 5 yıl geçti. Pensilvanya Şeytanı o günden bugüne hiç durmadı. Ergenekonlar, Balyozlar, TIR operasyonları, MİT kumpası derken, şimdilerde bir başka zar buldu. 1 doğruya 9 yanlış katıp, ortaya 10 iddia da bulunuyor. Sistem kısaca budur. Tutarsa da tutmazsa da hesabı. Mesele kamuoyunda algı yapabilmek. Başardılar mı? Maalesef başardılar.
Buna fırsat verildi mi? Evet verildi. FETÖ’nün yeni zar ve oyuncağı suç örgütü ve mafya lideri Sedat Peker… Şimdi nereden Twitter yayını yapıyor bilmiyorum. Aylardır ülkenin gündemini Sedat Peker belirliyor desem, mübalağa etmiş sayılmam.
Peker’in yeni bombası “Kumarbazlar Listesi” yayınlamış. Öyle az buz değil. 49 bin 900 kişilik bir listedir bu. Peki, Sedat Peker’in daha önce yayınladıkları ve bu liste için yeterli evrensel bağlantısı var mıdır? Bu ülke de suç hikayesi yazılıp, potansiyel suçlu bulunduğu zamanlar çok uzak değildir. Bundan 6-7 yıl önce ihdas edilen suçlar ve adrese teslim tanımlamalar ile nice insan kodese atıldı. Ergenekon, Balyoz, Ayışığı gibi düzmece organizasyonlarla bir sürü insan zindanlara atılmıştı.
Bu yeni iddia ve liste, hem içerik, hem kapsam hem de nitelik bakımından FETÖ’nün Sedat Peker eliyle bir altın vuruş algısıdır. Burada kumarbazları savunacak değilim. Liste de gerçekten kimi isimler doğrudur. Gözüme ilk çarpan isimlerden birisi AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın adının geçmesidir.
Bülent Turan’ın bu taraklarda bezi olmadığını hem bütün Çanakkale ve Türkiye’nin malumudur da, öyle bir harmanın içerisinde yedirmek istemişler ki, bu harala gürele içerisinde kaybetmişler.
Gel görelim ki, ıskaladıkları bir kaç husus var. Başkan Bülent Turanın dünü de bugünü de çok iyi bilinmektedir. Leke tutmayacak kadar saydam ve şeffaftır. Hiçbir karanlık işi, hiçbir alengirli tutumu, hiçbir tutarsız tavrı ve hiçbir gayri meşru ekonomik girişimi olmamış, görülmemiş, duyulmamıştır.
Bülent Turan, bir siyasetçi olarak örnek alınacak bir isim olmayı başarmıştır. Hem aile hayatı, hem hayata dair anlayışı ve hem de dünya görüşüne uygun duruşu hiç değişmemiştir. Buna rağmen, biz iftirayı atarız, tutmazsa da izi kalır diyorsanız, biz de burada bütün zamanların sözünü ifade eder ve deriz ki:
La galibe illallah
