AmasyaÇorumKastamonuSamsunTokatTokat Sağlık Haberleri

SAĞLIĞI BİR BETON, İNŞAAT GÖREN ZİHNİYET BAKANLIĞA HAKİM OLDU

Radyoloji Uzmanı Dr. Nafiz Bilal Durmaz, Sağlıkta Tam Gün Yasasını savunduğunu ifade ederek, “12 Eylül ihtilaliyle Tam Gün Yasası sulandırıldı. Recep Aktağ zamanında yeniden dönüş sağlandı. Bunu olumlu buluyorum ancak aradan geçen zaman içerisinde sağlığı bir beton olarak, bir inşaat olarak, sağlığı büyük bir binalar olarak gören bir zihniyet Sağlık Bakanlığı’na hakim oldu. Bunun bir başarı getirmeyeceği inancındayım. Dolayısıyla insanı odaklayan bir anlayışın yeniden hakim olmasının bir sürü sorunu çözebileceği inancındayım” dedi.

Haber Editörü-Taner Yeşilsu

14 Mart Tıp Bayramı ve Haftası dolayısıyla eski Tabip Odası Başkanı ve Radyoloji Uzmanı Dr. Nafiz Bilal Durmaz, sağlıkta yaşanan şiddet, problemler ve çözüm önerileriyle ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu.

İLK KEZ 14 MART 1919 DA KUTLANDI

14 Mart Tıp Bayramının ülkenin tarihi ile iç içe olduğuna dikkat çeken Dr. Durmaz, “14 Mart Tıp Bayramı aslında ilk kez 14 Mart 1919 da İstanbul İngiliz işgalindeyken tıbbiye öğrencilerinin yapmış olduğu bir etkinlikten günümüze kadar uzanan bir zincir. Tabi tıp mesleği mensupları önce ülkemize sonra insanlığa hizmet için ruhen, bedenen, fikren, kendini eğiten çok kıymetli bir nesil tıp fakültesi mensupları. Bugün itibariyle de Türkiye’nin en seçkin en yüksek puan alan, en çalışkan çocuklarının, gençlerinin en büyük hayali, en büyük ideali tıp mensubu olmak, doktor, diş hekimi, eczacı, hemşire olmak, sağlık bilimleri okumak. Dolayısıyla 14 Mart Tıp Bayramı tarihi Türk tarihiyle özdeş. 14 Mart 1919 tarihinde benimde ihtisas yaptığım Haydarpaşa Numune Hastanesi’nin iki burcu arasına Türk bayrağı asarak ilk kez Tıp Bayramı kutlanır. O günden bu güne Cumhuriyetin ilanından sonra bu daha yasal hale gelir ve her yıl 14 Mart’ta kutlanmaktadır.

ÇANAKKALE SAVAŞINA KATILAN TIBBİYE MEZUN VEREMEDİ

Bu arada çok önemli bir olay var 1915 yılında tıp öğrencilerinin tamamı Çanakkale Savaşı’na gider tıp fakültesi 6 yıldır 1921 yılında tıbbiye hiç bir mezun veremez. Çünkü 750 öğrencisinden yarısından fazlası şehit olmuştur. O nedenle tıp fakültesi o yıl hiç mezun vermez. 1976 yılından sonrada Tıp Haftası olarak değerlendirilerek ülkemizdeki sağlık sorunlarının işlendiği bir sağlık haftası ve tıp bayramı haline gelmiştir” dedi.

SAĞLIKTA ŞİDDET UTANÇ VERİCİ

Açıklamasında sağlıkçılara yönelik yapılan şiddetle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Dr. Durmaz, “Sağlıkta şiddet utanç verici bir şeydir. Hiçbir sağlık çalışanı şiddeti hak etmiyor. Çünkü sağlık çalışanının temel motivasyonu insana hizmettir, insanları yaşatmaktır. Sadece başta ülkemiz olmak üzere insanların sosyal, ekonomik problemleri, diğer alanlardaki şiddete eğilimi sağlıkta şiddeti de korukluyor diye düşünüyorum. Bu konuda alınan önemlerin son derece yetersiz, eksik ve göstermelik olduğu inancındayım. Sağlıkta şiddeti önleyici çok daha radikal tedbirler alınması gerekir ama bu şekilde alınmıyor. Birde halkla doktor, sağlık çalışanı karşı karşıya değil, sağlık çalışanı halk için var, halka sağlık hizmeti için var. Bunlar için yapılması gerekenler var bunun çözüm noktası da TBMM. Sağlıkta şiddeti önleyici yasaların çıkması lazım, radikal önlemlere ihtiyaç var” dedi.

AİLE HEKİMLİĞİ GÜÇLENDİRİLMELİ

Sağlıkta şiddetin önlenmesi için çözüm önerilerinin de olduğunu ifade eden Dr. Durmaz, “Sağlık hizmetinin daha kolay ulaşılabilir olması lazım. Bunun içinde temel şey şudur bu ABD’yi yeniden keşfetmek gibi bir şey değil yüz yıldır ülkemizde uygulanan bir şey sağlığın çevreye yaymak. Yani insanların çok kolay ulaşabileceği sağlık birimleri kurmak. Bu anlamda benim önerim olabilir aile hekimliği güçlendirilmesi lazım. Aile hekimlerinin özlük hakları başta olmak üzere taleplerinin karşılanması lazım. Aynı zamanda aile hekimliği birimlerine daha çok ebe, hemşire, psikolog, diyetisyen ekipleriyle sağlık hizmeti veren hekimler güçlendirilmeli ve hastalar hastaneye gelmeden bir kısım hizmetleri giderilmeli. Aynı zamanda yüz binlerce mezunu olan sağlık yüksek okullarından mezun olan ebe, hemşire, diyetisyenlerine, fizyoterapistlerimize daha fazla istihdam imkanı da tanınır ve aile sağlığı merkezleri kiralık binalarda değil güzel bu işe özgün olarak mimarisi yapılan kamuya ait alanlarda verilmesi lazım. 1980 öncesi sosyalizasyon adı altında kısmen yapılmaktaydı bunun daha güçlü bir şekilde yapılarak halkın her şekilde acillere, hastanelere yığılmasını engellenmesi lazım öncelikli tedbir bu. Ve bu aynı zamanda halkın daha kolay sağlık hizmetini almasını sağlayacak, hem sağlığa daha kolay ulaşılmasını sağlayacak ve birinci basamakta çözülmesi gereken bir sürü problemi yerinde çözmek suretiyle hastanelere yığılmayı önleyecektir diye düşünüyorum.

DOKTORLARIN ACİL ANLAYIŞI İLE VATANDAŞIN ACİL ANLAYIŞI FARKLI

Sağlıkta şiddetin en çok yaşandığı yerler aciller. Bizim sağlıkçı olarak acilden anladığımız ile halkımızın acilden anladığı aynı değil. Bizim acilden anladığımız şey trafik kazası, yüksekten düşme, zehirlenme, yılan sokması, akrep sokması, silahla yaralanma vs gibi şok gibi, kalp krizi gibi gerçekten çok kısa sürede müdahale edilmesi gereken vak’alara biz acil vakalar diyoruz.

KARNI AĞRIYAN ACİLE KOŞUYOR, HALKIN SAĞLIK ALANINDA BİLİNÇLENDİRİLMESİ LAZIM

Vatandaşımız için acil kendi beyninde uygun gördüğü zaman işte 3 gündür karnı ağrıyor, başı ağrıyor ama acile gidiyor bunlar sağık sektörünü yani bizleri meşgul etmeye yarayan, lüzümsüz aynı zamanda gerçek acillere hizmeti kısmen engelleyen faktörler. Bunların bertaraf edilmesi içinde halkın sağlık alanında daha çok bilinçlendirilmesi gerekir. Hangi kademede nerelere gitmesi lazım, nerelere gidip ne yapması lazım bunları bilinçlendirme çalışmasıyla öğrenmesi lazım o zaman acillere yığılmanın azalacağı inancındayım. Bu azaldığı zamanda biraz daha algı değişecektir.”

DOKTOR ŞİKAYET HATLARI UTANÇ VERİCİ

Bir de sağlıkçıları şikayet etmek üzere kurulan telefon hatlarının utanç verici olduğuna inandığını söyleyen Dr. Durmaz, “Türkiye demokratik bir ülkedir isteyen herkesin şikayet etme hakkı her zaman vardır ama hastanelere sağlıkçıları şikayet etmek üzere bu tür telefon hatları kurulmak yerine hastanelerde halkla ilişkilerden sorumlu bir başhekim yardımcısı veya bir yönetici konulmak suretiyle bunun ta Ankara üzerinden yazılım olarak ve hekimleri rencide edici bir şekilde dönüşlerinin sağlanması yerine ilgili kurumda bir birim kurmak suretiyle sözel olarak dinleyerek ve problemine çözüm üreterek acitasyonun engellenmesi ve azaltılması doğru olduğu inancındayım.”

SAĞLIĞI BİR BETON, İNŞAAT OLARAK GÖREN BİR ZİHNİYET SAĞLIK BAKANLIĞI’NA HAKİM OLDU

Sağlık politikaları ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Dr. Durmaz, “Sağlık politikalarında olumlu ve olumsuz şeyler var tabi ki. Ben 1979 yılında mezun oldum. O zaman Tam Gün Yasası çıkmıştı. Ecevit hükumeti vardı iktidarda. Tam Gün Yasası benimde çok savunduğum çok güzel bir yasa olmasıydı daha sonra 12 Eylül İhtilaliyle Tam Gün Yasası sulandırıldı. Recep Aktağ zamanında yeniden dönüş sağlandı. Bunu olumlu buluyorum ancak aradan geçen zaman içerisinde sağlığı bir beton olarak, bir inşaat olarak, sağlığı büyük bir binalar olarak gören bir zihniyet Sağlık Bakanlığı’na hakim oldu bunun bir başarı getirmeyeceği inancındayım. Sağlıkta önemli bir varlık insan kaynağıdır hekimlerdir, sağlık çalışanlarıdır, o hastanenin müstahdemleridir, ambulans şoförleridir. Dolayısıyla insanı odaklayan bir anlayışın yeniden hakim olmasının bir sürü sorunu çözebileceği inancındayım.

BİYOMEDİKALDE YERLİ VE MİLLİ OLAMADIK  

Daha sonra önem verdiğim bir şey yerli ve milli biomedikal sektörünün çok güçleneceğine inanıyordum ama aradan geçen 20 yıl içerisinde maalesef yerli ve milli üretimin hak ettiği yere gelmediğini milyarlarca doları hala ithal malzemelere verdiğimizi ve arkasından yetişmekte zorlandığımızı ifade etmek istiyorum” dedi.

Dr. Bilal Durmaz, konuşmasının sonunda başta hekim arkadaşları ve sağlıkçılar olamak üzere tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı ve Haftasını kutlayarak, “Güzel, mutlu, sağlıklı, başarılı ve haklarını aldığı nice 14 Mart Tıp Bayramları diliyorum” diye konuştu.

 

 

 

 

 

 

Benzer Haberler

Başa dön tuşu