Sahibinden Satılık Dava
Abdurrahim Karakoç’un dizeleri, günümüzün en acı gerçeklerinden birini tokat gibi yüzümüze vuruyor:
“Onlar ‘dava’ derler, davayı satarlar
Toprak tükenirse havayı satarlar
Mecnun hallerine bakıp aldanmayın
Menfaat görünce Leyla’yı satarlar.”
Dava söylemi, yıllardır değerli kavramların ardına gizlenen birçok çıkar grubunun kalkanı oldu. Sözde davaya bağlılık, menfaat kapılarını açtığında hızla anlamını yitiriyor. Bugün “dava adamı” denilenlerin, yarın kendi çıkarları için ilkeleri nasıl feda ettiklerine sıkça tanık oluyoruz.
Toprak, hava, sevda… Her şey pazarlık konusu olabiliyor. Mecnun rolüne bürünenlerin Leyla’yı çıkar uğruna nasıl terk ettiklerini görmek, güveni de inancı da sarsıyor. Oysa gerçek dava, kişisel menfaatlerden değil, adalet, hakkaniyet ve fedakârlıktan doğar. Karakoç’un uyarısı, bugün belki her zamankinden daha anlamlı: Söze değil, eyleme bakmak gerek.
Birkan Demirci