Samsun'dan Güncel Haberler

Fiziksel aktiviteden kaçtıkça obezite riski artıyor

Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kerim Güzel, “Obezite kısaca vücutta fazla yağ birikmesi olarak tanımlanabilir. Yiyeceklerden ihtiyacımız olandan fazla kalori aldığımızda vücutta yağ olarak depolanır. Günümüz insanı fiziksel aktiviteden kaçmakta, telefon, bilgisayar, televizyon başında saatlerce hareketsiz kalmakta, bu arada sürekli kalorisi yüksek atıştırmalıklarla beslenmektedir” dedi.

Medicana International Samsun Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kerim Güzel obezite cerrahisine dair merak edilenleri yanıtladı. Obezitenin fiziksel hareketliliğin azalmasıyla bağlantılı olduğunu dile getiren Kerim Güzel, “Ulaşım araçlarının artmasıyla insanlar daha az yürümekte, teknolojik araçların hayatımıza yoğun biçimde girmesiyle daha az çalışılmaktadır. Öte yandan toplum olarak spor yapma alışkanlığımızın olmaması da başlıca etkenlerdendir” diye konuştu.

Tüm tedavi yöntemleri uygulandığı halde başarılı olamayan kişiler için obezite cerrahisine başvurulduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Güzel, “Hem fazla kilomuzu çözmede hem de obeziteye bağlı olarak gelişen ikincil hastalıkların önlenmesinde etkin ve kalıcı çözüm sunan bir yöntemdir. Obezite cerrahisinde amaç sadece kilo vermek değildir. Bunun yanında en önemlisi diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi, yürüme bozuklukları gibi aşırı kiloya bağlı birçok hastalığında tedavisini yapmaktır” şeklinde konuştu.

Obezite cerrahisinin kimler için uygun olduğunu anlatan Kerim Güzel, “Diyet, egzersiz, ilaç tedavisi gibi tüm tedavi yöntemlerini uygulamış ancak başarılı olamamış kişiler için obezitenin cerrahi tedavisi bu kişiler için uygun yöntemi olabilir. Hasta cerrahi işlem görmeden önce tüm ilgili birimlerle değerlendirilmelidir ve anestezi açısından ameliyata elverişli olmalıdır. Hasta seçimi vücut kitle indeksine göre yapılır. Vücut kitle indeksi 40 üzerinde ise hasta opere olabilir. 35 ile 40 arasında ise ek bir hastalığı varsa (hipertansiyon Tip 2 diyabet, uyku apne sendromu, trigliserit yüksekliği kalp hastalığı, hipoventilasyon sendromu, karaciğer yağlanması gibi) eğer vücut kitle indeksi 30- 35 arasında ise medikal tedavilerle kan şekeri kontrol altına alınamayan Tip 2 diyabet hastalarına ameliyat önerilebilir” ifadelerini kullandı.

Obezite ameliyatı öncesi süreçten bahseden Güzel, “Öncelikle kişi, cerrahlar tarafından detaylı bir şekilde muayene edilir. Doktor, ameliyata uygun olup olmadığına karar verdikten sonra ise hastayı obezite ameliyatı konusunda bilgilendirir. Hastanın da kabulü alındıktan sonra kardiyolog, göğüs hastalıkları, psikolog, anestezi uzmanları, endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları tarafından da değerlendirilir. Ayrıca hastaya ameliyat öncesi mide endoskopisi, karın ultrasonografisi birçok laboratuvar testi yapılır” sözlerine yer verdi.

Güzel ameliyatın yapılışı ve sonrasını ise şöyle aktardı: “Ameliyatlar genel anestezi ile laparoskopik (kapalı) yöntemle deneyimli cerrahi ekip tarafından gerçekleştirilir. Ameliyat sona erdikten sonra hastanın durumuna ve anestezi uzmanının önerisiyle bazen gözlem amaçlı bir gece yoğun bakıma alınabilir. Bu durumun dışında kalan hastalar anesteziden tam olarak uyandıklarında odalarına gönderilir. Başarılı bir ameliyat sonrasında obezite rahatsızlığından kurtulmak, sağlıklı ve kaliteli bir yaşama kavuşmak için hastalar dikkatli olmalıdır. Hastanede gerekli kontrollerin yapılması ve daha sonrasında hastanın taburcu edilmesinden sonra tedavi süreci devam etmektedir. Diyetisyen ve ameliyatı gerçekleştiren cerrahın uygun gördüğü diyet programı hasta tarafından dikkatlice uygulanmalıdır. Hasta, doktorun belirttiği süreçlerde egzersiz yapmamalı ve düzenli kontrollerini aksatmamalıdır.”

Benzer Haberler

Başa dön tuşu