Cemal İncesoyluerKöşe YazılarıTokatTokat'dan Güncel Haberler

TÜRKİYE RÖNESANSI

Bu yazı ve analiz, 2023 yılında yapılacak seçimi ile doğrudan ilgili değildir ama elbette 20 yıllık AK Parti iktidarının bir T cetvelinin küçük sağlaması olabilir. Çünkü Rönesans, hem etki alanı bakımından, hem başlangıç açısından hem de tarihi süreci okuma yönünden çok önemli çıkış noktasıdır.

Ortaçağ ve Refermasyon arasındaki tarihi döneme Rönesans (Yeniden Doğuş) deniliyor. 15 – 16. yüzyıl İtalya’sında batı ile klasik antikite (Eski Roma ve Yunan eserlerinin incelenmesi) arasında sanat, bilim, felsefe, mimarlık ve icatlar/teknolojiyle bağın kurulmasını sağlayan yenileşmedir. Batı’daki Rönesans Döneminin yaratıcılığının esas yürütücü gücü tüccarlar, bilim adamları ve dönemin müteşebbis iş insanlarıdır. Zaten, dönemin Fransız düşünürü, “Rönesans insanın keşfedilmesidir” der.

“Türkiye Rönesansı” olarak nitelendirdiğim kavram, 1924 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün her alanda başlattığı yenileşme ile milat olur. Sonra, fasılalar başlar. Merhum Adnan Menderes’in tek başına iktidarında da bir gelişme ve atılım dönemi olur ama, malum askeri darbeyle tüm yatırım birikimleri durdurulur. Rahmetli Özal döneminde her alanda değişim başlatılsa da, askeri ve yargı vesayet boyunduruğunu aşamaz. Yönetimde ki pranga tortuları, “Türkiye Rönesansı” çarkının önünde hep engelleyici güç olur. Ne zaman ki Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde AK Parti iktidarı işbaşı yapar, Türkiye Rönesansının işaret fişeği de atılır. Ancak, bu ülkede ki güçlü “vesayet koalisyonu” Türkiye Rönesansına fırsat vermez. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Eser, elindeki veto silahını çok sık kullanır. Yine de Erdoğan’ın Başbakan olarak mücadeleci inadıyla, bir çok alanda değişim başlatılır. 2002 den 2007’ye kadar olan 5 yıllık dönem, Recep Tayyip Erdoğan’ın sabır yıllarıdır. Bir çok özgürlük alanlarının kapısı açılamamış, başörtüsü ülkenin başat sorunudur ve adına “ikna odaları” denilen ucube uygulama, Türkiye’de normal karşılanabilmektedir.

AK Parti’nin ikinci dönemi diye okuyabileceğimiz dönem ise, kendi partisinden bir cumhurbaşkanı seçmesiyle başlar. AK Partinin bu ikinci döneminde Türkiye Rönesansı başlar. Yasaklar kalkar, yatırımlar hız kazanır. Erdoğan’ın ilk sloganı, “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” dediği gibi, herşey değişmeye başlar. Yollar, tüneller, milli savunma sanayinde büyük yatırımlar, her il’e havaalanı ve üniversite, sağlık alanında devasa yatırımlar, eğitim alanında büyük projeler devreye konulur. Bir yanda terör örgütü PKK ile etkin mücadele edilir.

Bu parlak gidişten memnun olmayanlar, devreye 15 Temmuz FETÖ darbe girişimini koyarlar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dirayetli liderliğiyle bu darbe girişimi geriye püskürtülür. İşte esas, “Türkiye Rönesansı” yeni başlamıştır. Yeniden Doğuş ve Dirilişin meşalesi yeniden yakılmıştır. Başta dış politika ve diplomasisinde ilk kez piyon olan değil, oyun kuran bir ülkedir, Türkiye…

Evet, bu bir seçim yazısı değildir ama, 2023’te Türkiye’nin kazanımları ve aldığı bu yolun oylanacağını sakın unutmayalım. Sürekli düne uyanan ve emperyalist ülkelerinin güdümünde müstemleke ülke olmayı içine sindirenlerle, şerefli Türkiye hedefindeki liderin ayrımını iyi yapalım.

BEKRİ MUSTAFA…

17. yüzyılda yaşamış, muhtemelen 4. Murat döneminde de olmuş, sözlü kültür ve edebiyatımızın isimlerinden birisidir Bekri Mustafa… Dönemin padişah ve sadaret makamlarına yazdığı şiir ve fıkralardan dolayı, çoğu zaman zindana atılıp dövülmüştür. Bekri Mustafa, sarhoş ve ayyaşlığıyla da bilinir.

En meşhur hikayesi ise şöyledir:
Bekri Mustafa çok içmiş, metruk bir evin duvarında da sızıp kalmıştır. Vakitte öğleyi bulmuştur. Tam ayıkamamıştır. Yolu Ayasofyaya düşer. Bir kalabalık onu karşılayarak, Ayasofya Camisinin bahçesinde musallada ki bir tabutun önüne getirirler. Buyur hoca, bu merhumun cenaze namazını sen kıldır derler.

Bekri Mustafa, yav Müslümanlar ben hoca değil imam değilim. Siz caminin imamına kıldırın der.
Cenaze sahipleri, caminin imamı kaçıp gitmiş, kaçarı yok cenaze namazımızı sen kıldıracaksın diye ısrar ederler. Bekri Mustafa çaresiz kalır ve cenaze namazını kıldırır. Sonra garip birşey yapar Bekri Mustafa… Tabutu aralar birşeyler söyler, sonra kulağını aralıktan uzatıp kafasını sallar. Cenaze namazına katılan bir grup vatandaş Bekri Mustafa’nın önünü çevirir ve ölüyle ne konuştuysan bize söyleyeceksin derler.
Bekri Mustafa anlatır: Tabutu aralayıp merhuma dedim ki, “Muhterem sen şimdi öte dünyaya gidiyorsun. Sana oradan bu dünyanın hali ve ahvalini sorarlar. Onlara, Bekri Mustafa Ayasofya Camisine imam olmuş dersen, onlar bu dünyanın hali pür mealini anlarlar…

Cemal İncesoyluer

Başa dön tuşu