
Musa Özdemir – Köşe Yazısı
Bu ülkede artık mesele siyaset değil.
Artık mesele, insanlığın çöküşüdür.
Çünkü kimse kimseye güvenmiyor.
Ne sokakta selam verdiğin komşuna,
Ne yıllardır aynı partide omuz omuza yürüdüğün arkadaşına…
Hatta bir telefonun ucundaki milletvekiline bile.
Yıllardır diyoruz ya; “Siyaset çürüdü.”
Doğru. Ama siyaset kendi kendine çürümedi.
Bu çürümenin mimarı biziz.
Eğer biz oyumuzu vicdanla değil menfaatle veriyorsak…
Çamaşır makinesi için, bir torpil umuduyla, geçici bir maaş vaadine kapılıp saf değiştiriyorsak…
Kusura bakmayın ama o çürüme tam da içimizde başladı.
Bugün seçim dönemlerinde beyaz eşya dağıtılıyor, insanlar bir işe girme ümidiyle ses etmiyor.
Çocuğuna burs çıkar mı, eşi kamuda kadro alır mı diye hesap yapanlar sessizliğe gömülüyor.
Herkes biliyor, herkes susuyor. Çünkü herkesin bir hesabı var.
Ama geldiğimiz nokta artık sadece siyasetin değil, insanlığın da mezar taşıdır.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul CHP İl Başkanlığı sürecinde yaşanan bir olay…
Özgür Karabat ile yapılan bir telefon görüşmesi basına sızdırıldı.
Ne var bu görüşmede? Hiçbir şey!
Bir siyasetçiye, seçim öncesi herkesin yaptığı gibi, “Kimi destekleyelim?” diye sorulmuş.
Destek istenmiş, fikir alınmış. O kadar.
Ama o görüşme gizlice kaydedilip, bir kumpas malzemesi gibi kamuoyuna servis edildi.
Bu artık siyasi bir mesele değildir.
Bu düpedüz bir karakter meselesidir. Ahlak meselesidir. Vicdan meselesidir.
Kardeşim, sen bu vekili neden arıyorsun?
Onun fikrini öğrenmek için. Peki, neden gizli gizli kayıt alıyorsun?
Çünkü derdin doğruyu bulmak değil, birilerini tuzağa düşürmek.
Çünkü oyun artık siyaset değil, kumpas.
Sonra da utanmadan “Milletvekili oldular, telefonlara çıkmıyorlar” diyorsunuz.
E çıkmasın!
Bugün onunla yaptığın en basit konuşmayı bile gizlice kaydedip servis ediyorsan,
yarın senin yüzüne kim bakar?
Ne yazık ki bu ülkede güvenmek, dürüstlük, vefa gibi kelimeler artık sadece kitaplarda kaldı.
Herkesin cebinde bir kayıt cihazı, dilinde bir yalan, gözünde bir hesap var.
Ve bu düzeni yalnızca siyasetçiler yaratmadı.
Bu kirli düzene sessiz kalarak ortak olan bizler yarattık.
Bakın, ben CHP’li değilim. Hiç olmadım.
Ama mesele artık parti değil, insanlık meselesi.
Bugün Özgür Karabat’a yapılan bu alçaklık,
yarın başka birine, hatta sizin evladınıza yapılabilir.
Eğer bu topraklarda bir çürüme varsa,
önce o çürümeyi dışarıda değil, içimizde arayacağız.
Çünkü artık insanlar birbirine değil, cihazlarına güveniyor.
Herkes herkesten şüphe ediyor.
Herkes birbirinin kuyusunu kazıyor.
Bunun adı artık siyaset değil.
Bunun adı ahlaki iflastır.
Bunun adı karakter cinayetidir.
Bunun adı toplumsal çöküştür.
Evet, her seçimde yalan vaatler veriliyor.
Evet, insanlar oy karşılığı bir şey alıyor.
Ama ne zaman ki biz birbirimizi gizlice kaydedip ifşa etmeyi marifet saymaya başladık…
İşte o gün kaybettik.
Çok yazık.