BAŞKAN YILDIRIM “ÜZÜM YEMEK Mİ BAĞCIYI DÖVMEK Mİ?

Eski Erbaa Belediye Başkanı Hüseyin Yıldırım, Erbaa ilçesinde polis ve vatandaşlar arasında yaşanan ve ulusal medyada yer alan haberler ile ilgili sosyal medya hesabınndan “Üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi? başlıklı bir yazı yayımladı. Yıldırım’ın işte o yazısı

Üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi?

Polis teşkilatını hedefe koyan son günlerde yayınlanan videolardan sonra yapılan yorumlar , paylaşımlar ve de hakaretleri görünce dedim ki üzüm mü yemek derdimiz bağcıyı dövmek mi?
Erbaamız Erzurum’dan Geredeye kadar olan havzada en büyük ve en hareketli ilçe . Sosyal hayatı, ekonomisi , sanayisi birçok ilde yok şükürler olsun. Tabii bu hareket kriminal olarakta yansıyor verilere . Nitelikli suçlar olarak tanımlanan bazı vakalarda da maalesef şehrimiz ileri durumda . Erbaada polis ve jandarma teşkilatımızda bu suçları engellemek , suçluları yakalamak , adalete teslim etmek için ekipman, araç ve personel yetersizliğine rağmen gecesini gündüzüne katıp çalışıyor . Bu çalışmalar sırasında tabii ki iş kazaları yaşanıyor , tabii ki hareketin ve adrenalinin bol olduğu müdahale ve mücadele anlarında memurun suçlu veya şüpheliye davranışları aşırıya kaçabiliyor . Toplumun düzenini sağlarken , suçu ve suçluyu engelleyip masumları korumaya çalışırken hatalar ve hatta yanlış davranışlar ortaya çıkabiliyor . Son görüntülerde olduğu gibi ve bunları tabii tasvip veya tasdik etmek mümkün değil. Bu davranış ve olaylar ilgili amirliğe veya yargıya taşındığında hata ya da yanlış yapan bedelini de ödüyor.Bakmamız gereken şu ki bu hataların veya yanlışların üzeri örtülüyor mu? Münferit mi , sistematik mi yapılıyor ? Ben yaşadığım ve bir süre yönetiminde bulunduğum kentte münferit olaylar dışında sistematik bir hata veya yanlış görmedim emniyet teşkilatında . Buradan hareketle polis teşkilatımıza eleştiri dozunu aşıp hakaretler savurmak , yerden yere vurmakta adil olmasa gerek . Polis teşkilatımızı yıpratmamak gerek.Sağduyulu şekilde Erbaamız bunların üstesinde gelir .Seçilmişi STKları yan yana gelir bu sorunları çözer.

Öte yandan iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır atasözünü de hatırladım.

Belediye başkanlığına ilk geldiğim aylarda aynı gazeteci/ yazar tarafından yine önce yerel sonra ulusal medyaya düşen ve gerçeklerle bağdaşmayan haberler yapılmıştı . Gerçekler çarpıtılmış ve birilerinin uydurduğu yalanlar sanki gerçekten olmuş gibi yazılmıştı. Neydi o yalanlar ? Yok biz polise yemek vermemişiz , yok biz düğünde polisle kavga etmişiz . Bunlar da yalan hatta kuyruklu yalan ve de gerçeklerin çarptırılmasıydı. Ama o zamanda haber ulusal medyaya düştüğünde polis teşkilatı mensuplarından veya yakınlarından hakaretler , acımasız eleştiriler almıştık. Bizi bu olaylar çok üzmüş , çok yaralamıştı.Ve bunlar emniyet güçleri ile aramızda onarılmaz bir yara oluşturmuştu . Aynı yazar , aynı tarz . Ama bu kez hedefte polis / polis teşkilatı var . Demek ki empati yapmaya , birbirimizi anlamaya çalışmaya ve yine birbirimize ihtiyacımız var . Tüketmeyelim, kimseyi , hiçbir devlet kurumunu hele hele emniyet teşkilatımızı tüketmeyelim.