AmasyaBirkan DemirciÇorumKastamonuKöşe YazılarıSamsunTokat

Tuhaf Bir Din Anlayışı

Son zamanlarda garip bir din anlayışı gelişti. Kimsenin yadırgamadığı, aksine neredeyse normalleşen bu anlayışın kendine özgü ritüelleri de var. Büyük masalar, büyük şamdanlar, tıka basa yemekler… Sofrada ana yemekler, tatlılar, ziyan olan nimetler… Sanki bunlar olmadan ibadetin tadı çıkmaz gibi. Oruç, nefsi terbiye etmek için değil de, iftar sofrasında ziyafet çekmek için tutulur hale geldi.

Müzik bile bu tuhaf anlayışın içine hapsoldu. Ney sesi duyunca derin manevi duygulara kapılıyoruz ama klarnet çalınca günahkar olduğumuzu düşünüyoruz. Sünnet merasimi yapınca dini bir görev yerine getirdiğimizi bilmiyor ama ardından kadın erkek göbek atarak kutluyoruz. Cuma namazına gitmek farzken bunu umursamıyoruz ama bayram namazına gidince içimiz rahatlıyor. Beş vakit namaz kılmak gündemimizde bile yok.

Günlük hayatımızda da bu çelişkiler saymakla bitmez. Nutella’yı kaşıklarken Yemen’deki açlık için üzülüyoruz, Suudi Arabistan’a lanet okuyoruz ama israf ettiğimizin farkında bile değiliz. Domuz eti yemeyi büyük günah sayarken, kul hakkı yemenin günah olduğunu unutuyoruz. Parayla semazen döndürünce düğünümüz “İslami” oluyor ama yapılan israfın adı bile anılmıyor.

Tesettür konusunda da aynı çelişki var. Saçını göstermenin günah sayıldığı bir yerde, düğünlerde herkesin ortasında kıvırtarak oynamak olağan karşılanıyor. Ağaca, yatıra, mezara çaput bağlanınca dileklerin kabul olacağına inanıyoruz ama her gün Fatiha Suresi’nde “Yalnız senden yardım dileriz” diyoruz, anlamını bile bilmeden.

İyilik azalıyor, fitne çoğalıyor. Ar damarlar dikiş tutmuyor, adalet dediğin mahşere kalmış. Dünyada kötülere bir şey olmuyor. Belki de en büyük problem, dini gerçekten yaşamak yerine, işimize geldiği gibi şekillendirmekten kaynaklanıyor. Gerçek inanç; gösterişten, riyadan, çelişkilerden arınmış olandır. Ama biz, özü unutup görüntüye takılalı çok oldu.

Birkan Demirci

Benzer Haberler

Başa dön tuşu