Günümüzde sıklıkla duyduğumuz bir ifade var: “Kime sorsan herkes dürüst, herkes onurlu, herkes dik duruşlu.” Ancak, bir adım geriye çekilip etrafımıza bir bakmamızda fayda var. Gerçekten de herkes bu niteliklere mi sahip, yoksa bu sadece bir yüzeysel imaj mı?
Çoğu insan, dürüstlük ve onur kavramlarına sahip olduklarını savunur. Ancak, çıkarları söz konusu olduğunda bu maskeler düşebiliyor. Eğilen, bükülen, kendi ilkelerinden uzaklaşan ve bir çıkar karşılığında omurgasını satan birçok yalaka omurgasızla karşılaşıyoruz. Peki, bu kişiler gerçekten nerenin tohumu?
Toplumda çeşitli çıkar grupları, bireyleri etkileyerek dürüstlük ve onurlarını sorgulamaya itebiliyor. İşte bu noktada ortaya çıkan soru şu: Kendini çıkarlar uğruna satanlar, gerçekte hangi toprağın tohumları?
Değerli okurlar, insanın değeri, kendi ilkelerine ve onuruna bağlılığıyla belirlenir. Ancak, çıkarlar uğruna bu değerleri satanlar, ne yazık ki kendi öz varlıklarını kaybetmeye mahkum oluyorlar. Kendini satmanın değeri, sadece o anki çıkarlar kadar olacaktır.
Unutmayalım ki, dürüstlük ve onur kavramları sadece dile getirildikleri anlamda değil, zor anlarda ortaya çıktıklarında gerçek anlamını bulur. Toplumun temel taşları olan bu erdemlerin, çıkar uğruna satılmaması gerektiğini düşünerek, içsel bir muhasebe yapmamız kaçınılmaz.
Sonuç olarak, kime sorsanız herkes dürüst olabilir, ancak herkesin dürüstlük ve onurunu çıkarları uğruna satmaması gerektiğini hatırlamak önemlidir. Gerçek değer, çıkarların gölgesinde kaybolmamalı, aksine dürüstlük ve onura bağlılıkla şekillenmelidir. Unutmayalım ki; satılan onurun değeri, sadece o anki çıkar kadar olacaktır.
BİRKAN DEMİRCİ
