Tokat Eğitim Haberleri

TÜRKİYE OECD’DEN DAHA EŞİTLİKÇİ “PISA SONUÇLARINDA BELİRGİN İYİLEŞME GÖZE ÇARPIYOR”

Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mahmut Özer, yayınlandığı günlerde tartışmalara yol açan ve üzerinde çok konuşulan PISA ve TIMMS gibi uluslararası araştırma kuruluşlarının eğitimle ilgili Türkiye raporları hakkında, ulusal bir gazetede bir yazı kaleme aldı. Makalesinde , “Bu araştırmaların eğitimle ilgili, araştırılan alanlarda bir şey söylediğini, ancak ülkelerdeki eğitim sistemleriyle ilgili her şeyi söylemediğini belirten, Bakan Yardımcısı Özer, bu araştırmalara katılan ülke sayısının sürekli arttığını belirterek “ ülkeler araştırma sonuçlarını eğitimde yapacakları iyileştirmelerde ve politika oluşturmada bir enstrüman olarak kullanmaktadır.” dedi.

Araştırmadaki sonuçların dikkatli yorumlanması gerektiğinin altını çizen Özer. “Ülkemizde de PISA araştırma sonuçlarının açıklandığı dönemler sıcak tartışmalara sahne olmaktadır. Bu tartışmalar, hem iyileşme alanlarının, hem de sorun alanlarının doğru tespit edilmesi sonrasında, atılacak adımların verimliliğini de doğrudan etkilemektedir.” dedi. Bakan Yardımcısı Özer, 3 Aralık 2019 tarihinde açıklanan PISA 2018 sonuçlarında elde edilen bulgularda iyileşme görülen alanlar, devam eden sorun alanları ve sorunların çözümüne yönelik atılacak adımların kısaca belirtildiğini ifade ederek PISA, OECD tarafından 15 yaş grubundaki öğrencilerin belirli alanlarda kazandıkları bilgi ve becerileri değerlendiren ve üçer yıllık döngülerle yapılan uluslararası bir araştırmadır.” dedi.
Türkiye PISA araştırmasına 2003 yılından itibaren katılmakta, araştırmalara katılan ülke sayısı da sürekli artmaktadır. Araştırmaya 2003 yılında 41, 2006 yılında 57, 2009 ve 2012 yıllarında 65, 2015 yılında ise 72 ülke katılmıştır. PISA 2018 araştırmasına ise 79 ülke katılmıştır.

TÜRKİYE’NİN PUANLARI VE SIRALAMADAKİ YERİ YÜKSELDİ.
PISA 2018 sonuçlarına göre Türkiye’nin okuma becerileri alanındaki ortalama puanının 2015 yılına göre 38 puanlık artışla 466’ya ve ortalama matematik puanının da 34 puanlık artışla 454’e yükseldiğini belirten Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mahmut Özer”. Benzer şekilde fen okuryazarlığı alanındaki ortalama puanı da 2015 yılına göre 43 puanlık artışla 468’e yükselmiştir. Dolayısıyla, araştırılan her üç alanda da ülkemizin puanların 2015 yılına göre yükseldiği, bir önceki döneme göre en büyük iyileşmenin fen okuryazarlığında elde edildiği görülmektedir.” dedi.
Türkiye’nin, OECD ülkeleri içerisinde, her üç alanda da puanlarını istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde artıran üç ülkeden birisi olduğunu belirten Özer, okuma becerileri alanında puanını en çok artıran ikinci ülke, matematik ve fen okuryazarlığı alanlarında ise puanlarını en çok artıran birinci ülke olduğunun da altını çizdi.
PISA 2018 araştırmasına katılan ülke sayısı PISA 2015 araştırmasına göre artmasına rağmen, Türkiye her üç alanda ülke sıralamasında daha üst sıralarda yer aldı. PISA 2015 araştırmasına 72 ülke, PISA 2018 araştırmasına ise 79 ülke katıldı, PISA 2015 araştırmasında okuma becerilerinde 50. sırada yer alan Türkiye, PISA 2018 araştırmasında 40. sıraya yükseldi. PISA 2015 araştırmasında matematik okuryazarlığında 50. sırada yer alan Türkiye, PISA 2018 araştırmasında 42. sıraya yükselirken PISA 2015 araştırmasında fen okuryazarlığında 54. sırada yer alan Türkiye, PISA 2018 araştırmasında 39. sıraya yükseldi
Bakan Yardımcısı Özer “Bu sonuçlara göre, Türkiye’nin PISA performansının her üç alanda da iyileşme evresine girdiği görülmektedir.” dedi.

TEMEL YETERLİLİK DÜZEYLERİNDEKİ ÖĞRENCİ ORANLARI ARTTI
PISA araştırmasında araştırılan her alanda yeterliliklerin farklı düzeylerde ölçüldüğünü ifade eden Özer “Öğrencilerin düşük düzeyden yüksek düzeye kadar farklı yeterlilikler seviyesindeki oranları önemli bilgiler vermektedir. Özellikle ikinci ve daha üst düzey yeterliliklerde bulunan öğrenci oranlarındaki artış o alanlardaki iyileştirmelerle ilgili önemli bir gösterge olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda Türkiye’nin PISA 2018 sonuçları 2015 sonuçlarıyla karşılaştırıldığında temel yeterlilik düzeyindeki öğrenci oranlarının arttığı görülmektedir. PISA 2015 araştırmasında okuma becerileri alanında ikinci ve daha üst düzey yeterliliklerdeki öğrenci oranı %60 iken, bu oran PISA 2018 araştırmasında %73.9’a, matematik okuryazarlığı alanında PISA 2015’te oran %48.7 iken, bu oran PISA 2018 araştırmasında %63.4’e yükselmiştir. Fen okuryazarlığı alanında ise PISA 2015’te %55.6 olan bu oran PISA 2018 araştırmasında %74.8’e yükselmiştir. Puan ve sıralamadaki yerde de olduğu gibi üst yeterlilik düzeylerindeki en yüksek iyileşme %19.2’lik bir iyileşme oranıyla fen okuryazarlığında gerçekleşmiştir. Her üç alanda da üst yeterlilik düzeylerindeki artış oranları artık Türkiye’nin PISA araştırmalarında iyileştirme evresine girdiği tespitini desteklemektedir.” dedi

TÜRKİYE, OECD’DEN DAHA EŞİTLİKÇİ
PISA 2018 araştırmasında okuma becerileri alanında detay bulgulara yer verildiğini belirten Özer “Bu bağlamda araştırmaya katılan ülkelerin okuma becerileri alanı ortalama puanları ile bu puanların öğrencilerin sosyoekonomik düzeyleriyle açıklanma oranları da araştırılmıştır. OECD ülkelerinde öğrencilerin sosyoekonomik düzeylerinin okuma becerileri puanlarını açıklama oranı ortalaması %12 iken, Türkiye’de bu oran %11.4 olarak hesaplanmıştır. Bu sonuç, Türkiye’nin OECD ülkelerine kıyasla öğrencilerin sosyoekonomik düzeylerinin okuma becerileri üzerinde daha az etkili olduğunu, bir diğer deyişle Türkiye’de okuma becerileri alanında eğitimde eşitliğin OECD ortalamasının üzerinde olduğunu göstermektedir.” dedi
İyileştirme alanları
PISA 2018 araştırma sonuçlarında genel olarak her üç alanda da iyileşme evresine girildiği görülmektedir. ”diyen Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mahmut Özer Bununla birlikte bazı alanlarda sorunlar varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Bu bağlamda öne çıkan en önemli sorunun okullar ve bölgeler arası başarı farkı olduğu görülmektedir. Daha önceki PISA araştırmalarında her üç alanda da okullar arasında ve bölgeler arasında farklılıklar dikkat çekmişti. PISA 2018 sonuçları da bu sorunların devam etmekte olduğunu göstermektedir.” Dedi.
Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) bu sorun alanına 2023 Eğitim Vizyonu’nda büyük yer ayırdığını vurgulayan ve okullar ve bölgeler arasında başarı farkını azaltmak için çok sayıda projenin uygulamaya konulduğunu ifade eden Özer. “Okul profillerinin çıkartılması, izleme ve değerlendirme araştırmaları, destekleme ve yetiştirme kurslarının yeniden yapılandırılması, öğretmen destek noktaları, dezavantajlı okullara altyapı desteğinde pozitif ayrımcılık, temel eğitimde telafi destekleri ve ilkokullarda yetiştirme programı (İYEP) ve benzeri projelerin ana odağını okullar ve bölgeler arasındaki başarı farkını azaltma oluşturmaktadır.” dedi. Milli Eğitim Bakanlığının, okullar arası farkların, köklü ve büyük bir sorun olduğunun farkında olduğunu belirten Özer, “Eğitim sistemimizin ölçeği göz önüne alındığında çözümün kolay olmadığının da farkındayız. Bununla birlikte tüm bu projeler istikrarlı bir şekilde sürdürüldüğünde sahada önemli iyileştirmeler sağlanacak, yapılan iyileştirmelerin sonuçları da hem kendi ulusal değerlendirmelerimizde hem de bir sonraki PISA ve TIMSS gibi uluslararası araştırmalarda rahatlıkla görülebilecektir.” dedi.
Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mahmut Özer, yazısının sonuç bölümünde, PISA 2018 sonuçlarının Türkiye açısından bir önceki PISA araştırması sonuçlarına göre okuma becerileri, fen ve matematik okuryazarlığı alanlarında önemli iyileştirmeleri ortaya koyduğunu belirterek”. Öyle ki, OECD’nin PISA 2018 raporuna göre, 2003 ile 2018 yılları arasında 15 yaş grubu öğrenci sayısı arttığı halde her üç alanda da iyileşmenin olduğu tek ülke, Türkiye’dir. Türkiye zorunlu eğitim süresini uzattı ve en dezavantajlı öğrencileri liselere kaydettirdi. Tüm bu zorluklara rağmen, Türkiye’nin geçen 15 yıldaki performansı toplamda artmış durumdadır. Her üç alanda da ülkemiz puanları ve ülkeler sıralamasındaki yeri yükselmiş, temel yeterlilik düzeylerindeki öğrenci oranlarında ciddi artışlar sağlanmıştır. Ülkemizin eğitimde geçmişten gelen kronik bir sorunu olan okullar arası başarı farkında da görece iyileştirmelerin elde edildiği görülmektedir. Bu alan ana iyileştirme alanı olarak önümüzde durmaktadır. MEB, özellikle 2023 Eğitim Vizyonu’nda bu alanda ülke sathında tedrici iyileştirme sağlamak için mevcut enstrümanların tamamını kullanan sistematik bir yapı inşa etmiş ve kararlılıkla uygulamaktadır.” dedi.
MAHMUT ÖZER KİMDİR
1970 Tokat doğumlu olan Özer, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü’nden 1992’de mezun oldu. 28 Kasım 2010- 4 Ekim 2017 tarihleri arasında Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü olan Özer, 1 Ağustos 2015 – 1 Ağustos 2016 tarihleri arasında Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) Başkanlığı yaptı. 4 Ekim 2017 tarihine kadar Mesleki Yeterlik Kurumu (MYK) Yönetim Kurulu Üyeliği ve Başkan Vekilliği ve Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Genel Kurul Üyeliği görevlerini de yürüten Özer, 4 Ekim 2017 tarihinde ÖSYM Başkanlığı görevine atandı. Özer, 8 Ağustos 2018 tarihinde de Milli Eğitim Bakan Yardımcılığını üstlendi

Benzer Haberler

Başa dön tuşu