Cemal İncesoyluerKöşe YazılarıTokat

Türk-Rus savaşı mı?…


Yarın bir zirve yapılacak ve Erdoğan-Putin görüşmesi gerçekleşecek. Suriye’de biz savaşıyoruz. Gerekçelerimiz var. Bu bir kehanet değil ama kesinlikle bir Türk-Rus savaşı olmayacak.
Öncelikle, Türkiye’nin pozisyonuna bir bakalım. Bölgede, Rus ve ABD var. Onların bölgede olmasının farklı gerekçeleri var. Yine bölgede bir var bir yok şeklinde olan İran, sütre gerisinde bekliyor. Şuana kadar İran’ın sahada Rusya ile birlikte hareket ettiği söylenemez. İş o noktaya gelince İran nasıl bir pozisyon alır, bu konuda net bir şey söyleyemiyoruz.
Türkiye “sınır kapılarını açma” kozunu ilk kez masaya sürdü. Hatta, masaya sürmeden öte düşünceyi ve söylemi eyleme dahi geçirdi. Aslında, bölgede bir vekalet savaşından söz edebiliriz. Putin’in Türkiye ile yaptığı “Soçi mutabakatı” ihlali üzerine, Erdoğan’da blöfü gördü. Özellikle İdlib’te başlayan savaş, doğrudan doğruya Türk-Rus savaşı değildir. Rusya bunu göze alamaz, almadı da… Nitekim, yarın yapılacak Erdoğan-Putin görüşmesinde Rusya’nın geri adım atacağını göreceğiz. Soçi mutabakatına yeniden dönüş önerisiyle Rusya’nın bölgede Türkiye ile karşı karşıya gelmek istemediğini gösterecek. Karşılığında, İdlib’in Türkiye’de kalmasını önerecek.
Nitekim, bu gerçeği öngören Esed, alel acele 13 Nisan’da bir seçim yapılması kararını aldı. Böylece, göstermelik bir seçimle Esed, kendi iktidarının meşrutiyetini sağlama amacını güdüyor. Kaldı ki, Rusya Türkiye’nin bir NATO ülkesi olmasından dolayı, sınırlarımız içinde bir savaşı göze alamaz. NATO birlik anlaşması uyarınca, böyle bir durumda Rusya sadece Türkiye ile değil en başta ABD olmak üzere NATO ülkelerini de karşısına alıp savaşmak zorunda kalır.
Rusya’nın Türkiye’ye karşı yaptığı yanlışlık, yeniden ABD’nin tam desteğini aldığı gibi, lojistik ve stratejik ortaklığına kaldığı yerden devam edecektir. Putin bütün bunların farkındadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, satrancı iyi oynuyor ve elindeki kozları da göstere göstere sahaya sürüyor.
Yarın, Erdoğan-Putin zirvesinden anlaşma çıkacak, hiç kimsenin kuşkusu olmasın Türkiye istediklerini alarak masadan kalkacak. Öteden beri genlerimize işlemiş kompleksten kurtulalım. Türkiye, bölgede hem ABD için hem de AB ülkeleri için olmazsa olmaz bir ülkedir. Bütün bunlara rağmen, Amerika ve batı ülkelerinin Türkiye üzerindeki art niyeti vardır ve fırsat kollamaktadır. Şuan bunların hesabına göre Türkiye ile karşı karşıya kalmanın vakti değildir.
İç politikamızda Kılıçdaroğlu, Gül ve Davutoğlu’nun Türkiye’nin pozisyonuyla ilişkili takındıkları tavır, fazla mühim değil. Erdoğan’ın zayıflaması hatta iktidardan düşmesi uğruna Türkiye’nin çıkarlarını, toprak bütünlüğünü dahi önemsemeyen muhalefetin anlayışı, siyasal bir başarı getirmez/getirmeyecektir. Yerli ve milli bir duruş, Türk Milleti nezdinde daha çok prim kazandırır. Bunu ne zaman fark ederler, doğrusu bende çok merak ediyorum.
Ne şehitler tepesi üzerinden, nede şehitlerimiz üzerinden politika üretmek, Erdoğan ve iktidarını daha da güçlendirmekten başka bir işe yaramaz. Nitekim, bu gerçeği şimdiden görüyoruz. Öncelikle, siyasette tutarlı olmak gerekir. Dün, Suriyeliler ülkemize sığınırken yere göğe sığmayanlar, bugün kapıların açılmasıyla mülteci güzellemesi yapmaları hiçte inandırıcı olmuyor.
“Mesele vatan ise gerisi teferruattır” anlayışı, siyaset üstü ve Türkiye’nin amasız ve fakatsız yanında olmanın özetidir. Bunu yapamayan hiçbir siyasetçinin kalıcı olması mümkün değildir.

Benzer Haberler

Başa dön tuşu