ŞİMDİ BU YALAKALIK MI?
Yafta hazır ve yürürlüktedir. İktidarın müspet bir icraatını onaylarsan, halkın faydasına yapılmış bir yatırım ya da işi anlatırsan, yaftanın adı: Yalakalıktır…
Bu ulusal medyada da, yerelde de böyledir. CHP zihniyetini anlatan iki örnek var. Birincisi, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın TBMM Genel Kurulunda yaptığı o veciz (!) konuşma. Ki, Altaylı şöyle diyordu: “Bu AKP Hükümeti, dünyanın en güzel işini de yapsa, biz asla iyi demeyeceğiz…”
Buyurun buradan yakın filan demeyeceğim. Malum, hangi aklıevvelin fikriyse, polisler araçlarda sigara içenlerin avına çıktı. Adamın kendi aracında içtiği sigaraya karışan bir anlayışın elbette savunulacak hiçbir yanı yok. Gerekçe ise, çok komik. Ev ahalisini ve çocuklarını düşünüyorlarmış. Yani, millet her gün çocuklarını arabalarla ring usulü gezdiriyor.
Allah akıl fikir ve iz’an versin.
Aslında, Engin Altaylı’nın “CHP zihniyeti” hususunda en çarpıcı açıklamasının yanında, bizim buralarda çokça dile getirilen başka bir hikaye vardır. Ne kadar doğru, ne kadar uydurmadır bilmiyorum. Ancak anlatılan hikaye şöyledir:
“CHP’nin tek partili döneminden çok partili dönemine geçildikten sonra, ülkenin kahır ekseriyetinde iktidar olan Demokrat Parti, yatırımlara da bir hız verir. Reşadiye ilçemiz, malum Kelkit Irmağının kenarındadır. Irmak üzerinde ağaç ve tahtalardan uyduruk bir köprü vardır. DP iktidarı, buraya şuanda da kullanılmakta olan bir köprü inşaatını başlatır. CHP Reşadiye Örgütü yönetimi bir toplantısında gündemine bu köprü mevzusunu alır. Derler ki, şimdi gündüz gözüyle köprüyü görmeye gitsek, aleyhimize bir propaganda olur. Gecenin bir vakti gizlice köprüyü görmeye gitmeyi kararlaştırırlar. Ve giderler. Köprü şahanedir. Beğenirler. Grubun lideri, “Arkadaşlar, tamam köprü güzel oluyor ama, yine de biz kötü olmuş diyeceğiz” der.
İşte, bu ülkede birde muhalefet sorunu var derken, bu anlayışı kast ediyorum. Olaydan 60 yıl sonra, CHP’li Engin Altay ne diyor: Asla size iyi iş yapmışsınız demeyeceğiz…
Son olay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM’de yaptığı o tarihi konuşma. Hafızanızı bir yoklayın, arşivleri karıştırın, siyasi müktesebatla ilgili dağarcığınıza bir müracaat yapın. Cumhuriyet tarihimizde, yani BM’nin kuruluşundan bu yana Türkiye adına bir Cumhurbaşkanı veya bir Başbakan’ın BM Genel Kurulunda bir konuşmasını hatırlıyor musunuz?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı o şahane konuşmasında; mustazaflar, mazlumlar, mağdurlar, emperyalizmin pençesinde inleyen ve yeraltı kaynakları için yüzyıllardır sömürülen ülkeler ve yoksul halkın ızdırabını bu denli sarih, bu kadar berrak kim dile getirdi?
Başta CHP olmak üzere, HDP ve İYİ Parti’den bu konuşmayla ilgili tek cümle duydunuz mu? Ha şunu diyenler oldu, Çin’in zulmü altında inleyen Türkistan’dan neden bahsetmedi? Görüyor musunuz ucuzluğu, sığlığı ve kara niyeti?
Ne zaman iktidarın bu tür müspet icraatlarına, politik manevralarına ilişkin başarılı adımlarını yazacak olsak, yalaka oluyoruz.
Ne zaman, Tokat ölçeğinde yapılan güzel bir hizmeti anlatacak olsak, peşimizden teneke çalınıyor.
Ne zaman, Valinin, Belediye Başkanının, İl Genel Meclisin ve bazı il müdürlüklerinin ortaya koyduğu bir projeyi övsek, yafta hazırdır: Yalaka oluyoruz…
Sonra da bunu diyenlere bir bakıyoruz, faydacı ve menfaatçi bir yaklaşımla öyle şeyler yapıyorlar ki, dudağıma kondurduğum müstehzi bir gülümsemeyle vay be diyorum…
Cemal İncesoyluer
